Cevabını yazacağım iki sorudan birincisi şu idi:
“Bu sonucun oluşmasında AK Parti'nin bir sorumluluğu, hatası ve
kusuru yok mudur?”
Cevabımın özetini peşin yazıp sonra bazı detaylara gireceğim: Bu
sonuç AK Parti'nin elbette var olan hataları yüzünden olmadı, bu
hataların belli bir ölçüde payı olsa bile asıl amil, farklı
kesimlerin farklı sebeplerle karşı olduğu AK Parti iktidarına son
vermek üzere birleşip meşru ve gayr-i meşru her şeyi yapmış
olmalarıdır.
Meşhur hikâyeyi bilirsiniz: Nasreddin Hoca'nın evine hırsız girmiş,
konu komşu Hoca'nın başına toplanmış başlamışlar Hoca'yı tenkit
etmeye, hırsızın işini kolaylaştıran ihmal ve kusurlarını sayıp
dökmeye. Hoca bunalmış ve şu cevabı vermiş: “Yahu insaf edin, hep
beni kusurlu buluyorsunuz, hırsızın hiç suçu yok mu?”
Bu hikâyeden yine bir köşe çıkarıp “yazar, oy veren halkı hırsıza
benzetti” diye yaygara koparacak olanlar için açıklayalım: Bu
olayda hırsıza benzetilenler, oy veren halk değil, oyu yönlendirmek
için meşru olmayan yolları kullanan bazı millet ve memleket
düşmanlarıdır.
Seçimlerden sonra yar ve ağyar başladılar AK Parti'yi tenkit
etmeye, suçlamaya, dövmeye; bunlara karşı benim de söyleyeceklerim
var