Bid'at, sahih dinde bulunmadığı halde sonradan uydurulan ve dine
sokulan inançlar, ibadetler ve dînî denilen kurallardır.
“Hurafeler ve bid'atlar, avâmın (din bilgisi ve ilgisi zayıf olan
kimselerin) din ile ilişkilerini ve bağlarını korur, onları
kaldırırsanız avam, saf dini de yaşayamaz hale gelir, bu sebeple
hurafeler ve bid'atlarla mücadele etmemek gerekir” diyenler de
vardır. Ama bu görüşe katılmamız mümkün değildir.
Evet avama yönelik din eğitiminde ve avamın din hayatını ıslah
etmede hikmete (en uygun söylem ve yönteme) riayet etmek gerekir,
bu sebeple bazı bid'atlarla mücadele ertelenebilir, önem sırasına
göre ıslah yoluna gidilebilir, ama “bırakalım insanlar hurafe ve
bid'atlarıyla yaşasınlar” demek doğru değildir; çünkü bunun sonu;
sünnetlerin, sahih dinin yerini, hurafelerin ve bid'atların alması
olur.
Bid'atların sünnetleri yok edip onların yerini aldığına dair üç
örnek üzerinde duracağım: