Bazı tavırları ve dar dünyasında, derinlere dalmadan, kendince kesin sonuçlara ulaşması bana çocukça gelen bir bilim adamı var; Dine ve Allah’a inanmıyor. İnanmamakla kalmıyor, niçin inanmadığını her vesile ile ispat etmeye çalışıyor ve dolayısıyla başkalarını da bu inançsızlık inancına davet ediyor.
Bu bilim adamı geçen günlerde bir tv. programında meşhur üç dinin ilâhî bir kaynaktan gelmediğini, beşeri bir uydurma olup eski çağlardan beri (Sümerler’den beri) birbirinden etkilendiğini “ispat” için “bilimsel” bir kanıt sundu, neymiş: Filan kazıda (Ninova’da imiş) ortaya çıkan bilgilere göre üç meşhur din de daha önceki beşerin uydurduğu dinin
(geleneğin) devamı imiş!
Yani bu çocuk mantığına göre “sonraki A, daha önceki B’ye, bu da ondan önceki C’ye benziyorsa, bunlar arasında ortak bilgiler ve inanç esasları varsa üçü de C’nin devamıdır, C beşeri ise bunlar da öyledir, Tanrı olmadığı gibi onun vahyine dayanan din de yoktur”.
Peki, bu mantık, bu çıkarım bilim midir, bilim, insanı zorunlu olarak bu sonuca mı götürüyor?
Bir bilim adamının bu soruya verebileceği cevap şu olmalıdır: