Yüz yıl önce hem Türklerin hem de Ermenilerin zarar gördüğü bir
olayı soykırım sayıp bahane ederek Türkiye'ye saldıran ABD, AB,
Rusya, BM, bir kısım insan hakları örgütleri bundan önce yazdığım
Rus mezalimi, şimdi yazacağım Çin mezalimi ve daha sonra yazacağım
İsrail vb. mezalimi karşısında niçin gerekeni yapmıyorlar?
Vicdanı olanların yaşama sevincini zedeleyecek kadar vahim olan
aşağıdaki mezalimi daha çok Dünya Uygur Kurultayı (DUK) ve Doğu
Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği'nin sitelerinden özetliyor ve
bu siteleri herkesin ziyaret etmesini diliyorum.
İstanbul'a geldiğim 1959 yılından itibaren merhum İsa Yusuf
Alptekin'i (1901-1995) tanımış, daha sonra birçok toplantıda
kendisini dinlemiştim. Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin genel
sekreterliğine kadar üst düzey vazifelerde bulunan bu zat hayatını
bu topluluğun haklarını savunma davasına adamıştı. Şimdi bu davayı,
adını andığım kuruluşlar üstlenmiş bulunuyorlar.
Doğu Türkistan, Karahanlılar Devleti (840-1212) Hükümdarı
Abdülkerim Satuk Buğrahan ile birlikte toplu hâlde İslam'ı kabul
ederek ilk Türk İslam devletinin kurulduğu coğrafyadır. Hoca Niyaz
Hacı önderliğinde 1933'te Kaşgar'da Doğu Türkistan İslam
Cumhuriyeti kuruldu. 1944'te ise Gulca'da Doğu Türkistan
Cumhuriyeti adıyla Alihan Töre önderliğinde ikinci bağımsız Türk
devleti kurulmuştur. Her iki devlet de Çin tarafından yıkılmıştır.
1949'daki Mao'nun kızıl devrimiyle Doğu Türkistan uluslararası
hukuk kuralları ihlal edilerek işgal edilmiştir. Çin komünist
yönetiminin fiziki işgali ile birlikte Doğu Türkistan'da devletin
tüm imkânları seferber edilerek sistematik bir asimilasyon süreci
başlatılmıştır. Uygurların ana vatanı olan Doğu Türkistan 65 yıldır
Çin işgalindedir.