Devlet, kendisini temsil eden hakiki ve hükmi şahıslarda,
sembollerde ete kemiğe bürünür “devlet” olarak görünür. Yürütmenin
başında olan hükümet (iktidar) yetkisini halktan alır. Bu yetkiye
dayanarak devleti yönetir. Yönetimde eli ayağı olan bürokratlar da
hükümete bağlıdır; yetkiyi kanunlar, yönetmelikler ve belli
alanlarda hükümetin iradesi verir.
Yönetme yetkisini halktan alan hükümetlerin ve bürokrasinin -devlet
sırrı olan konular dışında- her işi açıktır, şeffaftır, denetime
tabidir. Devlet sırrını da yine yetkili hükümetin ilgili birimleri
bilir.
Devlet içinde; yetkisini, yönettiği halktan almayan, demokrasilerde
sandıktan çıkmayan, yapıp ettikleri gizli ve yetki dışı olan
yapılar meşru değildir.
Bu derin yapıları ikiye ayırmak uygun olur:
Birincisi kendilerine göre iyi niyetli, devlet ve millet hayrına
faaliyeti amaçlayan yapılardır. Bunların ülkeye ve millete iyilik
etme iddiasında bulunmaları kendilerini meşru ve haklı kılmaz.
Ülkeye ve millete “iktidar gibi, devletin organları gibi” hizmet
etmek istiyorlarsa yapacakları şey, devletin kanunlarına göre yetki
almak ve açık/şeffaf olmaktır. Aksi halde çatışmalar, tasfiyeler,
ülkede huzursuzluk ve güvensizlik kaçınılmaz olacaktır.
İkincisi ülkenin ve milletin hayrına, menfaatine değil de kendi
çıkarlarına ve/veya ideolojilerine hizmet için oluşan devlet
içindeki gizli yapılardır. Bunların ortaya çıkmaları, hedeflerine
ulaşabilmek için halktan usulüne göre yetki almaya teşebbüs
etmeleri beklenemez. Ülke içinde ve dışında bazı güçler ve
çevrelerle işbirliği yaparlar; bu başkalarını kullanırlar,
kendilerini de onlara -bilerek bilmeyerek- kullandırırlar.
Programını ortaya koymuş, hedeflediği icraatı açıklamış ve
halkından yeterli oyu alarak iktidara gelmiş hükümetlerin, hem
kendilerine hem de ülkeye zarar vermesi kaçınılmaz olan “derin
yapılara” müsamaha etmemesinden, gücü yettiği takdirde tasfiye
etmesinden daha tabii bir şey olamaz; aksi halde bu yapılar onu yer
ve bitirirler.
Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu, “şahsına ve grubuna ait menfaati,
gerektiğinde kamu menfaati için fedâ etme erdemi”ne örnek olarak
zikretmiştim. Bazıları bunu yanlış anlamış, “devletin bekası için
derin devlet tarafından öldürüldü ve o buna razı idi” manasını
çıkarmışlar.