Darimî'nin kitabına aldığı bir rivayette, ikinci Ömer diye
anılan Emevî halifesi Ömer b. Abdülaziz şöyle diyor:
“İlimsiz kulluğa soyunanların bozdukları, yaptıklarından çok olur.
Sözünü yaptıklarından (amelinden) sayan kişi, kendini ilgilendiren
konular dışında konuşmadığı için söyledikleri az olur, dinini
tartışma konusu edinenlerin fikirden fikire taşınıp durmaları ise
çok olur.”
Örnek halifelerin ahlakını ve yönetim tarzlarını temsil eden bu
büyük halifenin din ve hayat tecrübesinin meyvası olan bu sözlerin
değeri artmıştır, eksilmemiştir.
Evet imandan ve amelden önce ilim gelir. Sahih bir kulluk için
gerekli olan bilgi kadın erkek bütün Müslümanlara farzdır. Bu
ilimden sonra kişinin özel iştiğal alanı ile cemiyet hayatının
muktaç olduğu ilimler vardır ki, bunlar herkese değil, ilgili
olanlara farzdır. İşte bu farz ve gerekli olan bilgiler edinilmeden
din ve dünya hayatını yaşamak isteyenler yanlış yapmaya, yapayım
derken yıkmaya adaydırlar.
Söz ağızdan çıkmadıkça sahibinin emrindedir, bir kere ağızdan
çıkınca kafesinden kaçmış kuş gibidir, nereye konacağı, nasıl
kullanılacağı belli olmaz. İnsan iki düşünüp bir konuşmalıdır ve
bilmediği, geniş manada kendini ilgilendirmeyen, faydası olmayan
sözleri söylememelidir. Söz aynı zamanda dinin uygulamasına (amele)
dahildir, ağızdan çıkan her kelimeyi aynen kaydeden melekler vardır
ve kişi bunlardan sorumlu olacaktır.