Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Diyalog konusu

Medya birçok bakımdan çok etkili bir araç. Elli yıldan fazla bir zaman diliminde imamlık, vaizlik, öğretmenlik ve öğretim üyeliği yaptım, 25 yıldan beri de Yeni Şafak’ta köşe yazısı...

05 Eylül 2019 | 353 okunma

Medya birçok bakımdan çok etkili bir araç. Elli yıldan fazla bir zaman diliminde imamlık, vaizlik, öğretmenlik ve öğretim üyeliği yaptım, 25 yıldan beri de Yeni Şafak’ta köşe yazısı yazıyorum. İkinci iş birincisini bastırdı, beni tanıtırken çok yerde “Yeni Şafak yazarı filan” diyorlar. Bir kimse hakkında medyaya düşen bir haber de yalan olsun doğru olsun ona yapışıp kalıyor; diyelim tekzip veya tashih ettiniz, bunu da gören ve görmeyen, kabul eden ve işine gelmediği için kabul etmeyen oluyor. Diyalog ve Abant toplantıları ile alakam konusu işte bu “şüyuu vukuundan beter” haberlere tipik bir örnektir.

2005 yılında “Dinlerarası Diyalog Nedir” isimli küçük bir kitabım çıktı. Hayli ses getirdiği ve sağa sola çekildiği için genişleterek 2011’de ve 2015’te yeni baskılarını yaptırdım.

2011 baskısının 75. ve 2015 baskısının da 93-94. sayfalarında bir soru üzerine verdiğim şu cevap yer almıştı:

“Ben farklı din mensupları arasındaki diyalog toplantılarının bir tanesine katıldım. O da Avustralya’da oldu. Ama aynı dinden olan, başka dinden olsa da papaz olmayan, yine nüfus cüzdanı itibariyle Türk ve Müslüman, T.C. vatandaşı ve Müslüman olan insanların ve çoğu okumuş yazmış aydın insanların diyaloglarına çok katıldım. Abant’ı kastediyorum. Ve benzeri, onlara da katıldım. Keza bunun dışında Türkiye’de farklı gruplar arasındaki diyaloglara da katıldım. Hatta bu diyalogların yapıcısı oldum. Yani böyle bir diyalog mevcut değildi. Ben onun yapıcısı oldum. Farklı gruplar vardı. Müslümanlar, dört-beş gruptu. Ad saymaya lüzum yok. O zaman vaizdim, ilk bu işe teşebbüs ettiğimde, Kadıköy merkez vaizi idim. 1960’lı yıllarda. Türkiye’de mevcut olan, İstanbul’da da temsilcileri bulunan dört-beş grup vardı. Onların en ileri gelen vaiz ve hatiplerini yani kanaat önderlerini bir araya getirmeğe karar verdim. Yakın arkadaşlarımla konuştum, iyi olur dediler. Bunu anlatırsam konu dışına çıkmış olur muyum bilmiyorum. Bunu burada kesiyorum, başka zaman konuşuruz. Mesela böyle bir diyalog toplantısı iki-üç sene sürdü, çok yararlı oldu. Sorunuzun (Abant’la ilgili..) cevabına dönelim.

“- Bahsettiğim diyalog çok yararlı oldu, hala onun yararı devam ediyor…”

Bu son cümlede “yararlı olduğunu ve hala faydasının devam ettiğini” söylediğim diyalog dinler arası diyalog mu, yoksa “Müslüman gruplar arasında benim başlatıp tecrübe ettiğim diyalog mu” konusunda tereddüt oluşmuş. Bir dostum beni arayarak bir açıklama yapmamı isteyince durumdan haberdar oldum.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma