“Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın; bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirine düşman idiniz de Allah gönüllerinizi birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde kardeş oldunuz. Siz bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi Allah kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle açıklıyor ki doğru yolu bulasınız” (Âl-i İmran:103).
“Allah’ın ipi”inden maksat, Kur’an ve İslâm’dır. Hz. Peygamber (s.a.) Kur’an’ı, “Allah’ın gökyüzünden yeryüzüne sarkıtılmış ipidir” diye tarif etmiştir (Müsned, III, 14, 17).
Bu âyet açık ve kesin olarak şunları söylüyor:
Müslümanların felaketi tefrika (bölünme, parçalanma, birbirine düşme), gücü ve kurtuluşu da gönül, iman, ibadet, ahlak ve düzen birliği, birlikteliği ve kardeşliktir.
İslam öncesinde Arap kabileleri birbirini yiyordu, İslam’a giren kabileleri Allah Teâlâ bu din birliği ve kardeşliği sayesinde büyük bir aile haline getirdi, felaketin, tükenmenin, ortak düşmanlarına yem olmanın yakıcı ateşinden kurtardı.
İslam insanlığa tebliğ edildiğinden beri onun düşmanları oldu; bu, insanlığın kurtuluş ve iki cihanda mutluluk reçetesine/programına çeşitli sebeplerle karşı çıkanlar, düşman olanlar plan üzerine planlar, kumpaslar yaptılar; tertipler, suikastlar, savaşlar çıkardılar, ümmet bunlardan da elbette zarar gördü ama en büyük zararı “bölünme, parçalanma, düşmanın oyununa gelme, parçanın menfaati için düşmanla işbirliği yapma ve birbiri ile savaşmadan” gördü.