İslami Ticaretin Güncel Meseleleri Kongresi'nde ele alınan
meselelere ait kümelerden ikisi kalmıştı: Borsa ve yeni ticari
uygulamalar. Bu iki konuyu biraz daha erteleyerek kutuplaşma ve
DAİŞ üzerine düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
Siyasi kutuplaşma kavramı üzerinde “Türk Parti Sisteminde 1980
Sonrası Kutuplaşma ve Dinamikleri” isimli güzel bir doktora tezi
yazmış olan Hakan M. Kiriş'in bu eserinden yararlanarak bazı
bilgileri paylaşacağım, ancak peşinen şunu söylemek isterim: Siyasi
ve ideolojik alanda bazı gruplar, imkan bulduklarında muhalifi yok
etmek için elden geleni yaparlar, imkan bulamadıkları,
zayıfladıkları, iktidarı kaybettikleri zaman ise karşı tarafı
(iktidarı) kutuplaşma yapmak, ülkenin birlik ve istikrarını bozacak
adımlar atmak, söylemlere sahip olmakla itham ederler.
Peki bu kutuplaşma nedir ve hangi sonuçları doğurur?
Önce sözünü ettiğim tezden uzunca bir alıntı yapacağım:
“Siyasal kutuplaşma (political polarization) kavramı genel olarak
gruplar arasında tercihlerin geniş ölçüde yayılması ve bu
tercihlerin kutuplara (uçlara) doğru kümelenmesi olarak
anlaşılmaktadır. Kavramın sözlük tanımı, görüş ve eğilimlerin
eşzamanlı karşıtlıklarının varlığı ve ilkelerin çatışması
unsurlarını içinde barındırmaktadır. Bir başka tanıma göre
kutuplaşma, iki farklı karşıt veya çatışan grubun veya gücün, biz
ve onlar, doğru olan ve yanlış olan gibi ön kabuller ile kendi
aralarında yüksek düzeyde bir araya toplanması durumunu ifade
etmektedir.”