Bir zamanlar askerler, TSK İç Hizmet Kanunu 35. Maddede yer alan “Silahlı kuvvetlerin vazifesi; Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” hükmünü bahane ederek, dayanak yaparak sivil yönetimlerin tepesinde hegemonya kuruyor, bu maddeyi Demokles’in kılıcı gibi idarecilerin tepelerinde sallayıp duruyorlar; daha doğrusu durmuyorlar, ortalama on yılda bir ayaklanarak bir çuval inciri berbat ediyorlardı.
Önce “İç Hizmet Kanunu” bir kanun, onun üstünde anayasa var, kanunun anayasaya aykırı olması da, aykırı olarak işletilmesi de demokrasilerde mümkün olmamalıdır, ama bizde oluyordu. Bir zamanlar Anayasa Mahkemesi yoktu, gerçek demokrasiye geçmeden veya ara rejimlerde var olanı da birçok şekilde aşmışlardır.
İkinci olarak:
“Türk yurdunu ve anayasa ile tayin edilmiş olan Türkiye Cumhuriyeti’ni kollamak ve korumaktır” cümlesinin “Türk yurdunu” kısmına kimsenin diyeceği olamaz. Ancak Türk yurdu nasıl korunur, mesela korumak için harice asker göndermek, üs kurmak vb. gerekmez mi, gerekirse vaktiyle buna niçin itiraz ettiler…?” soruları da var da şimdilik şurada dursunlar.
“Anayasa ile tayin edilmiş olan...