Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Hanzale hadisi

Namazda huzur, “namaz ibadetinin bilincinde olmak, başka bir şey düşünmemek, zihnin ve kalbin yalnızca Allah ile meşgul olması” demektir. Huşû ise “bu şuurun insana vereceği manevi saygılı duruş, haz...

09 Haziran 2019 | 629 okunma

Namazda huzur, “namaz ibadetinin bilincinde olmak, başka bir şey düşünmemek, zihnin ve kalbin yalnızca Allah ile meşgul olması” demektir. Huşû ise “bu şuurun insana vereceği manevi saygılı duruş, haz, vecd ve heyecandır”.

Hiç şüphe yok ki, namazda ne kadar huzur ve huşu varsa -suret ve hakikat, şekil ve muhteva, dış ve iç olarak- o kadar namaz vardır.

Fukaha (dini bilen ve anlatan alimler) namazın şekli ile ilgili en küçük detayı bile açıklamış, neyin farz, vacib, sünnet, mekruh, haram, bozucu… olduğunu ortaya koymuşlardır, peki niçin namazın asıl amacı olan huzur ve huşû’un hükmünü açıklamamışlardır? “Huzur ve huşu yoksa namaz da yok” dememişlerdir?

Aslında bunu diyen fukaha da var, ancak çoğunluk, insan tabiatını bildikleri ve Allah Teâlâ’nın kullarını, güçleri yetmeyecek bir ibadetle yükümlü kılmayacağından da emin oldukları için “huzur ve huşû’un önemini açıklamışlar, huzuru bozacak durumları –abdesti sıkışmış iken veya yemek hazır iken, aç ve susuz iken… namaz kılmanın mekruh olduğunu açıklayarak- huzur şartlarını hazırlamaya çalışmışlardır.

Bu konuda iki hadisten söz edeceğim.

Ebû Dâvûd’un naklettiği bir hadisin meali şöyledir:

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma