İşlerinin İslam hizmeti ve iyi bir nesil yetiştirmek olduğunu
söyleyen, böyle reklam ve propaganda yapan, bu yüzden kendilerine
mensup olmayan birçok Müslümanın bir şekilde yardım ve desteğini
alan bir grubun gerçek mahiyeti ortaya çıkmaya başlayınca insanımız
ikiye ayrıldı. Bir kısmı onların “yolsuzluk, rüşvet vb.”
bahanelerine aldanarak iktidara cephe aldılar ve onları
desteklemeye devam ettiler. Bir kısmı ise bunun, Gezi olaylarındaki
ağaç gibi bir bahane, bir aldatmaca olduğunu görerek desteklerini
çektiler ve iktidarın yanında yer aldılar. Anlaşıldı ki, bu grup
(daha sonraki adlarıyla söylersek fetöcü darbeci terör örgütü)
kendi İslam anlayışını tek doğru anlayış, kendi hocalarını doğrunun
tek temsilcisi, yol ve yöntemlerini de tek doğru yol ve yöntem
olarak görüyor, bunu ülkede ve dünyada yaymayı hedef ediniyor,
önüne engel çıkmasın diye gerektiğinde ülke düşmanlarıyla işbirliği
yapabiliyor, önüne çıkan engel kim olursa olsun onu ezip geçmek
için her hareketi meşru görüyormuş.
Bu grubun hem kendileri için intihar demek olan, hem de ülkeye ve
millete büyük zarar veren son hamleleri darbe teşebbüsü oldu. Bu
olaydan en aza iki yıl önce gerçek yüzlerini daha açık olarak
göstermeye başlayınca aklı ve kalbi selim olanlar onlarla
ilgilerini ve onlara desteklerini kestiler. Ama ölümüne bağlılık ve
desteklerini devam ettiren mensupları, bağlıları, şakirtleri ile
bunlardan olmayan bazı kimseler de çeşitli sebepler ve saiklerle
destek vermeye veya destek sayılacak davranışlara devam
ettiler.