Bu sene iki milyon dolar değerinde olan prestijli Genesis Ödülü’ne layık görülen Natalie Portman’ın, haziran ayında İsrail’e gelerek ödülü alması bekleniyordu. Yazılı bir açıklama yayınlayan Natalie Portman, “Kendi adıma konuşmama izin verin. Törene katılmamaya karar verdim. Çünkü törende bir konuşma yapacak olan Benjamin Netanyahu’yu destekliyormuş gibi görülmek istemedim. BDS hareketinin bir parçası değilim ve bu hareketi desteklemiyorum. Dünyadaki pek çok İsrailli ve Yahudi gibi İsrail yönetimini, tüm bir milleti boykot etmeyi istemeden, eleştirebilirim” dedi.
Filistinli siyasetçi Mervan Barguti, Portman’ın kararına ilişkin The New York Times’a mektup yollamış ve “İsrail’in kültürel etkinlik ve ödüllerine, İsrailli Amerikalı bir süperstar tarafından verilen bu ret cevabı, Hollywood’daki bazı liberal çevrelerde dahi, İsrail’in marka olarak ne kadar zehirli hale geldiğine son zamanlardaki en güçlü işarettir” demiştir.
Siyonist yöneticilerin bu asil davranışa sert tepkilerinden bahsetmeyi gereksiz buluyorum.
Geçtiğimiz nisan ayının sonunda Hollanda’nın Trouw adlı gazetesine konuşan Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker:
“Avrupa küresel sahnede güç kaybediyor. Dünyanın patronu olduğumuzu düşünüyoruz ama aslında kâinatın küçük ve zayıf bir parçası olduğumuzu unutuyoruz”.
“Kültürel olarak varız ama baskın değiliz. Bu nedenle herkesi daha mütevazı olmaya ve dünyanın geri kalanını dinlemeye davet ediyorum”