Yazının başlığı bir çalıştayın konusudur.
Mardin Artuklu Üniversitesi’nde, iyi niyet ve gayret sahibi rektörünün himmetiyle 4-6 Ekim 2018 tarihinde, İslâm âleminin muhtelif yerlerinden ilim erbabının katıldığı “İslâm Medeniyetinin Geleceği” konulu bir çalıştay yapılmıştır. Çalıştayın sonuç bildirisinden birkaç madde üzerine düşüncemi ifade etmeye çalışacağım.
“İnsanlık tarihinde gelip geçmiş kırk medeniyet arasında yalnızca beş medeniyet günümüzde hayatiyetini sürdürmektedir: Çin Medeniyeti, Hint Medeniyeti, Batı Medeniyeti, Ortodoks Medeniyeti ve İslâm Medeniyeti.”
Bu ifadenin maksadı medeniyetimizin hâkim olduğu bölgelerdeki izleri ve eserleri ise doğrudur, canlı olarak varlığı ve diğer yaşayan medeniyetlere karşı arzı ise ne yazık ki, böyle bir durum yoktur.
“İslâm medeniyeti; uzun bir dönemden beri bilim ve teknoloji alanında belirli bir durağanlığa girmiş olmakla birlikte; onun kültürel, bilimsel, sanatsal ve diğer alanlarda insanlığa getirdiği değerler göz önüne alındığında, gelecek için umut verici bir imkâna sahip olduğu görülmektedir.”
İslâm medeniyeti yalnızca bilim ve teknolojide mi durağanlaştı?