Din ile devleti ve siyaseti birbirinden ayıran, ahlak, yargı,
yasama, yürütme ve denetimi kesin olarak dinden bağımsız kılan Batı
tipi demokrasi ile İslam'ın uyuşmadığını yazdım, düşüncem ve
inancım budur; beğenen katılır, beğenmeyen katılmaz, ama farklı
düşünce ve inanca tahammül, barış içinde birlikte yaşamanın önemli
şartlarından biridir.
“Müslüman toplumlar ve demokrasi sempozyumu” ile ilgili bir tanıtım
yazısında şu satırları okudum:
“…İslam dünyasındaki mevcut durum değerlendirmesi yapılacak,
eksikler tespit edilip, demokratikleşmeye inanan Abdulkerim Suruş,
Raşit El Gannuşi, Hasan Et Turabi, Ahmet El Katip, Tarık Ramazan
gibi isimlerin önerileri ile yeni reçeteler sunmaya çalışacağız… Bu
sempozyum sonunda İslam-demokrasi uyuşmazlığını savunan söylemin
karşısına entelektüel muhtevaya sahip, derinlikli bir yazın ortaya
çıkacaktır. İslam dünyasının kendi içindeki ön yargıların ve İslam
dünyasına yönelik ön yargıların kırılmasına yönelik önemli veriler
elde edilmiş olacaktır.”