9- Meşrûiyeti kabul edilen bütün mezheplerin sâlikleri -kanunun
çizdiği sınırlar içinde- mezhep hürriyetinden tam olarak istifade
ederler. Dolayısıyla çocuklarına kendi mezheplerinin esaslarını
talim, fikir ve görüşlerini serbestçe telkin edebilecekleri gibi
ahvâl-i şahsiyyelerinde ancak kendi mezhep hükümleri ile
hükmolunurlar ve bu mevzûlarda kendi mezheplerinden olan bir
hâkimin (kadı) hükmetmesi daha uygun olur.
10- Devletin gayr-i müslim sâkinleri -kanunun sınırları içinde- tam
olarak din, ibâdet, dinî öğretim ve kültür hürriyetinden
faydalanırlar. Kezâ ahval-i şahsiyyelerinde dînî kanunları, örf ve
merasimlerine göre hüküm giymek ve muamele görmeyi taleb etmek
hakkına mâliktirler.
11- Yurdun gayr-i müslim sakinleriyle yapılan bütün anlaşma ve
bağlantılara riâyet etmek devletin görevidir. Bu gibi sâkinler
(devletin İslâm ülkesinde kalmalarına, muvakkaten veya daimî olarak
izin verdiği gayr-i müslimler) 7. maddede sayılan bütün medenî
haklardan istifade ederler.