İtikad ve ibadet konularında dinimizde olmayan, hakkında vahyin
açıklaması bulunmayan ilaveler bid'attır, hurafedir. İman, ibadet,
helal, haram konuları dışında insanların ihtiyaç duydukları,
İslam'ı ve Müslümanları korumak için gerekli olan her çeşit icad,
keşif, alet, araç mubahtır, hatta ihtiyaç durumuna göre farz-ı
kifaye olur.
İbadet alanında bid'at iki şekilde oluyor: Ya aslı mevcut bir
ibadete ilave yapılıyor veya aslı da uyduruluyor.
Kandil gecelerinde şu kadar rek'at namaz kılmak ve bu namazlarda
şunları okumak şeklindeki bid'atlar ikincisinin örnekleridir. Bu
gecelerde mümin, dilediği kadar namaz kılar, Kur'an okur, dua ve
zikreder… ama şu kadar ve şu şekilde bir namaz yoktur.
İbadet ve duaya ilave şeklindeki bid'atlara bir örnek de istihare
ile ilgilidir.
Lügat manası “hayırlı olmasını dilemek” olan istihare namaz ve dua
olarak sünnette vardır. Ama namazın ve istiharenin mesela yedi kere
yapılması, namazda belli surelerin okunması diye bir sünnet yoktur.
Bu konuda rivayet edilen sözler hadis değildir, rivayetler zayıf
veya uydurmadır.
Namaz ve duadan sonra kararı etkileyecek bir rüya görmek üzere
yatmak veya uygun bir kimseye bu işi havale etmek ise tamamen
uydurmadır, sünnette yeri yoktur.
Peki Müslüman bir işe karar vermek istediğinde yanılmamak, işin
hayırla sonuçlanmasını dilemek için ne yapmalıdır?
Yapacağı şey istişare ve sünnete uygun istiharedir.