AK Parti iktidara gelmeden önce halkımızın birçok problemi, ihtiyacı ve talepleri vardı. Bunlar çözülmüş, ihtiyaçlar karşılanmış, halk memnun edilmiş olsaydı herhalde iktidarı değiştirmez, başka bir partiye oy vermezdi.
Cumhurbaşkanımız İstanbul Belediye başkanı olmadan önce o güzel İstanbul yaşanacak bir yer olmaktan çıkmak üzere idi. Onu bu hale getirenleri, İstanbul halkının yeterli çoğunluğu makamdan uzaklaştırdı ve yerine R. Tayyip Erdoğan’ı getirdi. Yeni başkan kolları sıvadı, belediye, çalışanların ücretlerini ödemeyecek kadar bile paraya sahip değildi. O günlerde bir danışma toplantısına katıldığım için iyi hatırlıyorum, yalnızca Hal’deki usulsüzlükler ve yolsuzlukların ortadan kaldırılması ile elde edilecek gelir önemli ölçüde personel giderlerini karşılayabiliyordu.
(Bugünlerde devamlı yolsuzluktan, rüşvetten, haram kazançtan haklı olarak şikayet edenlerin hatırlamalarında fayda var).
Daha önce bir meydan ve yar altı çarşısı yapan başkanın heykeli dikilmişti, Tayyip başkan zamanında bu gibi işler eski ifade ile umur-i âdiyeden (sıradan işlerden) sayılır hale geldi. Otuz kırk sene öncesini hatırlayacak kadar yaşları müsait olanlar öncesi ile sonrası arasındaki farkı inşallah unutmamışlardır.
Başkanın İstanbul başarısı, daha başka amillerin de devreye girmesiyle onu Türkiye’nin Başkan’ı yaptı.
AK Parti iktidara gelince tabii bir kesim bundan hiç memnun olmadı, onların beklentisi tez günde tez saatte ister demokratik olsun ister antidemokratik, bu iktidarın düşmesi idi. Bu kesim hala ve her şeye rağmen bu beklenti içindeler. Haksız ve ölçüsüz karalamalar işte bu kesim ile dış düşmanların işine yarıyor.