Uzun yıllar beklendikten sonra zoraki de olsa gerçekleştirilen faizsiz/ özel finans kurumları sonradan çıkan bankalar kanunu kapsamına alınınca «Katılım Bankaları» olarak isimlendirildi. Önceki şekilde bu kurumlara mahsus yönetmelik, faizsizlik ilkesine daha uygun idi, banka adını aldıktan sonra çıkarılan yönetmelik ise amaca uygun değildir ve pek yakında değişecek, amaca ve kurumların özelliğine uygun hale getirilecektir.
Üzerinde yıllarca çalışılarak hazırlanan «Katılım Bankaları Kanun Teklifi» çeşitli sebepler ve maniler yüzünden Meclis’e bir türlü gelemedi. Öyle anlaşılıyor ki, daha kısa, derli toplu, yalnızca bu kurumların faizsizlik özelliğini ve foksiyonunu içeren bir kanun çalışmasına ihtiyaç var. İlgililerden kısa zamanda bu çalışmanın yapılmasını ve kanunlaşması için gayret edilmesini bekliyoruz.
Şahsi kanaatime göre kurumların adının «faizsiz veya İslâm finans kurumu» olması, zaruri olmasa da faydalı olacak, «banka» adının ortaya çıkardığı psikolojik ve operasyonel bazı sakıncalar da ortadan kalkacaktır.
Katılım bankacılığı, alım satımdan ziyade sektöre derinlik kazandırmak vizyonu ile hareket etmeli, çalışmalarını ithal ikamesi ürünlerin milli ve yerli kaynaklarla üretilmesi ve katılım bankacılığı sektörünün ihtiyaç duyduğu ortaklık ürünlerinin geliştirilmesine yoğunlaştırmalıdır.
Bu amaca uygun bir örnek Ziraat Katılım’ın yakın zamanda kurduğu/katıldığı bir şirkettir. Ziraat Katılım ile savunma sanayii, raylı sistemler ve otomotiv sanayii gibi mühendislik ve endüstriyel alanlarda kamu ve özel sektöre hizmet veren Fikssan Fikstür Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında eşit hisse ortaklığında FZK Mühendislik ve Sınai Yatırımlar A.Ş. kurulmuştur. Hedeflere ulaşıldıktan sonra Ziraat Katılım hisselerini, ortağına veya sermaye piyasasına arz ederek projeden çıkabilecektir. Ziraat Katılım ve Fikssan’ın eşit oranda sermaye ortağı oldukları FZK şirketi gerek bankacılık, sigorta ve finansal faaliyetlerinde gerekse üretim ve yatırım yapacağı alanlarda İslâmî finans prensiplerine bağlı kalacaktır. FZK bir ortaklık olduğu için herhangi bir kâr veya gelir taahhüdü bulunmamaktadır. Hissedarların ortaklık kârı elde edebilmesi, FZK’nin faaliyetlerinden kâr etmesine bağlıdır. Piyasa koşulları gereği gerçekleşecek olan zararlar, ortaklık hissesi oranında ortak karşılanacaktır
Türkiye’de bir katılım bankası ile üretici bir firmanın bir araya gelerek oluşturduğu bu sermaye ortaklığı, sektörde bir ilk ve örnek model olma özelliği taşımaktadır. Bu ürünlerin üretilmesi gerek dış ticaret açığının azaltılması gerekse ürün teminin sürdürülebilir hale getirilebilmesi açısından hayati önem taşımaktadır.