İslam’ı doğru anlayıp uygulama amacına yönelik çalışmalar, çatışmalar, kavgalar ve iddialarda iki ana akım var.
Birinci akımın temsilcilerine göre:
İslam’ın temel kaynakları Kur’an-ı Kerim ve Sünnettir, bu iki kaynakta yer alan vahyi beşer anlayacak ve uygulayacaktır. Anlama ve uygulamada rehber olan alimler müctehidlerdir, mütefekkirlerdir, onlara tabi olan ikinci ve daha aşağı derecedeki “alimler”dir. Vahiy ilâhîdir, kutsaldır, yanılmaz. Beşerin anlayışı kutsal değildir, isabet kadar yanılmaya da açıktır. İyi yetişmiş alimler iyi niyetle anlamaya çalışır da doğru olanı bulamamış olurlarsa Allah onları bağışlar, üstelik sevap yazdırır ve hatalı ictihadlarıyla yapılan kulluklarını kabul eder. İslam hayatın bütününü kaplar, din-devlet, din-siyaset, din-hukuk, din-iktisad, din-ictimaiyat, din-ahlak, din-estetik… birbirinden ayrılmaz. Biri Allah’a, diğeri kullara, krallara, seçkinlere ait değildir. Müslüman hayatın bütün alanlarında ve atacağı her adımda dinin neresinde olduğunu bilmek, düşünmek ve sorumluluk bilincine sahip olmak durumundadır. Kendisi müctehid olmayan müminler gerçek manada alim olan müctehidlerin verdiği bilgiye göre bilgi, fikir ve amel sahibi olurlar. Bütün işlerinde tek bir müçtehide ve mezhebe bağlı olmak mecburiyeti yoktur. Devlet başkanının istişare sonunda tercih ettiği ictihad, resmi işlerde bütün ümmetin mezhebi olur. Akaid (iman) konularında Selef, Mâtürîdî ve Eş’arî mezhebleri, amel ve uygulama konularında meşhur dört mezheb (bunların tamamı birden ümmet için) yaşayan Ehl-i sünnet mezhepleridir. Ehl-i sünnet alimlerinin muteber gördüğü, bugün tabileri bulunmayan, ama kitaplarda ictihadları ve görüşleri nakledilmiş olan imamlar ve bunların mezhebleri de vardır. İctihad kapısı kapanmamıştır. Bugün bilgiye ulaşma yolu dünkünden daha kolay hale gelmiştir. Çağın problemlerine İslam’ın çözümünü sunmak için ictihad gereklidir ve buna ehil olanlar tarafından yapılacaktır.
İşte Ehl-i sünnetin ana çizgileri bundan ibarettir ve ben bu grubun içindeyim.
İkinci akımın temsilcilerini iki fırkaya ayırmak gerekiyor:
a) Laik/ılımlı İslam taraftarları: Bunlara göre İslam iman, ibadet ve ahlaktan ibarettir. Bunların dışında kalan konular dine/İslam’a dahil değildir, insanlar yaşadıkları çağın gerektirdiği gibi bu alanları düzenler ve uygularlar.