1995 yılında yaptığım Kudüs ziyaretinde
böyle yazmıştım:
Mukaddes zemini Ömer fethetmiş
Salâh ve Kanuni gör neler etmiş
Osmanlı gidince Kudüs de gitmiş
Hainler safında ölecek misin?
Yoksa ecdat gibi gelecek misin?
İki sahâbî var şehit sayısız
Vatanım çiğnenmiş, köylerim ıssız
Müslüman yaşar mı böyle kayıtsız
Uyansana artık, uyuyor musun?
Ah göklere vurmuş duyuyor musun?
Selman’ın mescidi Zeytun dağında
Rabia makamı O’nun sağında
Dünyaya nur saçmış kendi çağında
Bu dağa yeniden çıkacak mısın?
Sel olup vadiye akacak mısın?
Ezansız köylerde çanlar çalıyor
Mescit harap, boynu bükük kalıyor
Maziyi düşünüp gözüm dalıyor
Böyle boynu bükük kalacak mısın?
Yoksa mülkü geri alacak mısın?
Fırat’tan Mısır’a gideceklermiş
Bize daha neler edeceklermiş
Ümmet koyun olmuş, güdeceklermiş
Hazreti Ömer’i üzecek misin?
Böyle miskin miskin gezecek misin?
'Böl de yönet' demiş şeytanı ona
Din gibi sarılmış düşmanlar buna
Yıllarca içmişler doymadan kana
Vampirleri yurttan kovacak mısın?
Ufkuma yeniden doğacak mısın?