Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Mevlid ve kandili

Doğmak, doğum zamanı ve yeri mânâsına gelen mevlid kelimesi önceleri “Hz. Peygamber'in (s.a.) doğum gecesi” için kullanılmış, daha sonra O'nun doğumunu, vasıflarını ve husûsiyetlerini...

05 Mayıs 2017 | 106 okunma

Doğmak, doğum zamanı ve yeri mânâsına gelen mevlid kelimesi önceleri “Hz. Peygamber'in (s.a.) doğum gecesi” için kullanılmış, daha sonra O'nun doğumunu, vasıflarını ve husûsiyetlerini işleyen manzûmelere de “mevlid kasidesi” veya kısaca “mevlid” denmiştir.

Hz. Peygamber'in (s.a.) doğum gecesi, merasim ve şenlik yapma âdeti hicri dördüncü asırda, Şîî-Fâtımîler'de başlamıştır. Fâtımîler bunun yanında Hz. Ali, Fâtıma, Hasan, Hüseyin (r.anhum) ve halifeleri için de mevlid merasimleri yaparlardı. Mevlid merasimi oradan mağrib ülkelerine, Arabistan'a ve Osmanlılara da intikal etmiştir. III. Murad devrinde, 996 yılında bu merasim resmen teşrifata idhal edilmiştir.

Mevlid geceleri okunan Arapça, Türkçe, Farsça, birçok manzume vardır. Arapça'da Bânet, Sûad, Bürde, Hemziyye dışında Cezerî, Heytemî, İbn Cevzî, Berzencî vb.'nin kaleme aldıkları kasideler (mevlidler) vardır.

(M.E.B.) İslâm Ansiklopedisi'ndeki “mevlid” maddesinde Türkçe onaltı kadar mevlid kasidesi ismen kaydedilmiştir. Bunların içinde en meşhuru Süleyman Çelebi'nin 812/1409 yılında yazdığı “Vesiletü'n-Necât” isimli kasîdesidir. Dili halk tarafından hayli değiştirilmiş olarak günümüzde okunan mevlid budur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma