Hayrettin Karaman Yeni Şafak Gazetesi

Mezhepçilik ve tarikatçılık nasıl yapılıyor?

Meşru olan (şeriata bağlı olan, ölçü olarak şeriatı önde tutan) tasavvuf hareketinin ve tarikat faaliyetinin zararı olmadığı gibi İslam’ın bir zenginliği, İslam insanı yetiştirmenin bir...

05 Kasım 2017 | 427 okunma

Meşru olan (şeriata bağlı olan, ölçü olarak şeriatı önde tutan) tasavvuf hareketinin ve tarikat faaliyetinin zararı olmadığı gibi İslam’ın bir zenginliği, İslam insanı yetiştirmenin bir yolu olduğunu hep yazıyor ve söylüyorum. Zararlı olan mezhepçiliktir, tarikatçılıktır.

Birisi çıkıp “İslam’ın omurgası Hanefi mezhebi ve tasavvuf (veya filan tarikattır” derse, “Ehl-i sünnet ve cemaat bu mezhep ve bu tarikattan ibarettir” derse mezhepçilik ve tarikatçılık yapmış olur.

Din kuralları, fıkıh usulü ve tarihi gerçeklik olarak tek mezhep ve tek tarikat (hangisi olursa olsun) dinin tamamı da değildir, omurgası da değildir.

Mezhep demek yorum ve ictihad demektir ve bunlar, kaynakları ilâhî de olsa beşeri bir faaliyettir; isabetli de olur, hatalı da olur; ne var ki, İslam’ın bir rahmeti olarak Müslümanlar, isabetli ictihad ile de hatalı ictihad ile de amel etmiş olsalar kulluk vazifelerini yerine getirmiş olurlar.

Tarihte ve farklı coğrafyalarda hem itikadî-Sünnî mezhepler (Selef, Mâtürîdîler, Eş’arîler), hem de fıkıh mezhepleri farklı sayılarda benimsenmiş, her birinin mensupları bazen artmış, bazen de eksilmiştir. Tarikatlar da böyledir.

Hanefîlik daha çok Türk dünyasında kabul görmüş olup Türkiye’den başka Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan ve Afganistan ile Çin’in Sincan Uygur eyaletinde, ayrıca Kafkaslar ve Balkanlar’da yaygınlık kazanmıştır. 

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İmansız akıl uygarlığı 01 Eylül 2024 | 275 Okunma Batı’da yaşayan Müslüman 25 Ağustos 2024 | 443 Okunma Sosyal medya aynasından 18 Ağustos 2024 | 127 Okunma Güç dengesi şart 11 Ağustos 2024 | 117 Okunma Bu acılı günde 04 Ağustos 2024 | 233 Okunma