Düşünce koçu, manevî evladım Münir Arıkan'ın “dershane, darbe,
sebepler” konusundaki düşüncesini Perşembe günü aktarmıştım. Bugün
de teklifini veriyorum:
4 + 4 + 4 + üniversite dahil 20 milyon gencimiz okul çağında. 20
milyon gencin üniversite okuması demek devletin gelişimini,
ilerlemesini, 20 yıl ertelemesi demek.
Boş yere bir sürü kaynağını yıllarca heba etmesi, etkin ve yerinde
kullanamaması demek.
Dünyanın en iyi mücevher tasarımcısı S.B. diyor ki;
Hocam bizim meslekte (Kapalıçarşı) ilkokul mezunu 1-0 mağlup
başlar, ortaokul mezunu 2-0, lise 3-0, üniversite mezununu ben ne
yapayım.
Onun için Rum, Ermeni ve Yahudiler, 5 yaşından itibaren çocuklarını
bir mesleğe yönlendirerek ticaret erbabı, zenaatkar veya sanaatkar
yaptılar.
Biz de hala bizim çocuk üniversite okuyacak diye, yırtınıyoruz ki
herkes için şart değil, olmamalı!
20 milyonun maksimum 1 milyonu üniversite okuyabilir. Üniversiteli
işsiz sayısı şu anda 680.000! Peki geri kalan ne olacak? Onları
hayata, sanayiye, ticarete erkenden yönlendirmezsek kaybediyoruz.
Kaybedeceğiz.
Hem çocuklarımızı Çetemaatin eline düşmekten koruyacak hem
ülkemizin hızlı kalkınmasını sağlamayacak bir formül? Var!
Çocuklarımızı Enderun'daki gibi 3-5 yaşlarında teşhis edip,
keşfedip yönlendirmek.
Bu, ülkemiz için kırılma noktasıdır. Kimseye anlatamıyorum…
Çocukları kendi yetenek ve potansiyeline göre
yönlendirdiğimizde;
1. İnsanlar kendilerini tanıyacaklar,