Meclis’e sunulan bir kanun tasarısı ile Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 22. maddesindeki “evlendirme yetkisi bulunan görevliler” arasına il ve ilçe müftüleri de eklenmek isteniyor. Bu maddenin gerekçesi de şöyle: “Vatandaşlarımızın evlenme işlemlerini kolaylaştırmak ve daha kolay ve seri bir şekilde hizmet almalarını sağlamak…”.
Bu konu yıllardan beri gündeme geliyor, tartışılıyor, lehinde ve aleyhinde yazanlar ve konuşanların haddi hesabı yok.
Gerekçede “kolaylık, izdihamı ve beklemeyi önleme” varsa da öteden beri bunun ötesinde bazı sebeplerin ve gerekçelerin bulunduğunu biliyoruz.
Bu sebeplerden biri Müslümanların dini hassasiyetleriyle ilgilidir.
İslam hukukunda evlilik akdi ibadet ve kutsal değildir, ancak Müslümanın her davranışı gibi evlilik akdi ile ilgili de dinin kuralları vardır, bu kurallara riayet edilmediğinde kimi zaman akit gerçekleşmez, kimi zaman sakat olarak gerçekleşir. Ayrıca kasten kurallar çiğnenirse günah da devreye girer; yani muâmelât dediğimiz hukuk alanında dinin koyduğu kurallara riayet edilmediğinde günah işlenmiş olacağından dünyadaki yaptırımdan başka başka ahirette de ceza görme tehlikesi vardır. İşte bu sebeple hassas Müslümanlar nikah akitlerinin de dinin koyduğu kurallara uygun olarak yapılmasını isterler.
Laik bir ülkenin kanunları vazedilirken kimseyi mecbur etmeksizin dini hassasiyetlerin de tatmini gözetilse problem olmayacak, ancak laiklik değilse de laikçilik buna engel olduğu için mevzuatta ve uygulamada dinden, vebadan kaçar gibi kaçmak söz konusudur.