“Ey iman edenler! Sizden öncekilerin üzerine yazıldığı
gibi kötülükten sakınasınız diye sizin üzerinize de sayılı günlerde
oruç yazıldı. İçinizden hasta veya yolcu olan, başka günlerden
sayısınca tutar. Orucu tutmakta zorlananlar için bir yoksulun
(günlük) yiyeceği kadar fidye yeterlidir. Bir iyiliği mecbur
olmadan yapan için bu (tasadduk) iyidir. Ama orucu tutmanız
–bilirseniz– sizin için daha hayırlıdır.”(Bakara:
2/183-184)
Oruç Allah'ın buyruğunu yerine getirmek ve O'nun hoşnutluğunu
kazanmak için ibadet niyetiyle müminin, belirli bir süre zarfında
her türlü yemeyi, içmeyi ve cinsî ilişkiyi terketmesidir. İslâm'ın
getirdiği oruç, zamanı, süresi, şartları, hangi fiillerle ve
davranışlarla bozulduğu, tanınan kolaylıklar bakımından daha önceki
dinlerde ve milletlerde görülen oruçtan farklıdır.
Oruç ibadeti İslâm'dan önce de bilinen ve İslâm'dakinden farklı da
olsa uygulanan bir ibadet idi. Hz. Peygamber'in mensup bulunduğu
Kureyş kabilesinden olanlar da âşûrâ günü oruç tutarlardı.