Dost Yeni Akit gazetesinde bir dostumun kızı, benim “Fetönün
peşine takılıp ABD eyaletlerini dolaştığımı” yazmış. Bu acıtıcı
yalanı Pazar yazısında ele alacağım.
Şimdi bayram günlerimizin tespiti yazısınadevam edelim.
Ramazan'ın başlangıç ve bitimi, Vakfe ve Kurban Bayramı günleri
yaklaşınca tartışmalar başlıyor, Müslümanlar ne yapacaklarını
şaşırıyorlar. Konferansa yakın günlerde Almanya'dan gelen aşağıdaki
soru
tipik bir örmektir:
“1977 yılı Kurban Bayramı Mekke'de ayın 20'sinde yapıldı. Sebil
gazetesi, 21, Diyanet takvimi ise 22 tarihini veriyordu. Gerçi biz
Diyanet'e uyduk amma tereddüt ve şüphe içinde kalmaktan da
kurtulamadık. Bu farklılık tabiî midir, yoksa bilgi eksikliğinden
mi ileri gelmektedir”.
Bu soruya cevap yazdıktan 8 ay kadar sonra 27-30 KASIM 1978
günlerinde İstanbul'da, T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın daveti
üzerine “kamerî aybaşlarını tespit (rü'yet-i hilâl)” konferansı
adıyle milletlerarası bir ilmî toplantı yapıldı, aşağıda bu
konferanstan söz edeceğiz.
Belli başlı İslam ülkelerinden katılan delegeler, sundukları
tebliğlerde Müslümanların Ramazan başları ve sonları ile dini
günlerde ve bayramlarda birbirlerinden farklı görünümlere sahip
olmalarının ortaya çıkardığı esef verici durumu ele
almışlardır.
Konferansa katılan ilim adamları arasından “Din (fıkıh) Komisyonu”
ve “Astronomi Komisyonu” olmak üzere iki ayrı komisyon teşkil
edilmiştir. Bunlardan her biri kendi ihtisası dahilindeki konularda
sunulmuş tebliğleri etüt etmiştir. Detaylara inilerek enine boyuna
yapılan tartışmalardan sonra konferans, son oturumunda oy birliği
ile aşağıdaki kararları almıştır:
-İster çıplak gözle, isterse modern ilmin rasat metotlarıyla olsun,
asıl olan Hilal'in Rü'yeti'dir.
-Astronomların hesapla tespit ettikleri Kameri Aybaşlarına dinen
itibar edilebilmesi için, onların bu tespitlerini Hilal'in güneş
battıktan sonra ve görüşe mani engellerin bulunmaması halinde gözle
görülebilecek şekilde, ufukta fiilen mevcut olması esasına
dayandırılmaları gerekir ki, bu rü'yete “hükmi rü'yet” denir.
-Hilal'in görülebilmesi için iki temel şartın gerçekleşmesi
zorunludur:
a)İçtima(kavuşum)'dan sonra Ay ile Güneş'in açısal uzaklığı 8
dereceden az olmamalıdır. Bilindiği üzere rü'yet, 7 ile 8 dereceler
arasında başlamaktadır. 8 derecenin esas alınmasında, ihtiyat
bakımından görüş birliğine varılmıştır.
b) Güneş'in batışı anında Ay'ın ufuktan yüksekliğinin açısal
değeri, 5 dereceden az olmamalıdır. Sadece bu esasa göre normal
durumlarda Hilal'in çıplak gözle görülebilmesi mümkündür.
-Hilal'in Rü'yet edilebilmesi için belli bir yer şart değildir.
Yeryüzünün herhangi bir bölgesinde hilal'in rü'yet'i mümkün olursa,
buna istinaden ayın başladığına hükmetmek doğru olur. İslam
dünyasının birlik ve beraberliğini sağlamak için rü'yet'in ilanı,
müteakip maddede işaret edilen Müşterek Hicri Takvim'in tespitleri
uyarınca Mekke-i Mükerreme'de tesis edilecek olan rasathane
tarafından yapılmalıdır.
-Anılan komisyon, yukarıda açıklanan kriterlere göre Ramazan,
Şevval ve Zilhicce ayları için Hilal'in görülebileceği bölgeleri
gösteren haritalar hazırlayacaktır. Böylece durum müsaitse, bizzat
Hilal'i gözleyerek Rü'yet-i gerçekleştirmek ve hesabın doğruluğu
konusunda ikna olmak isteyen herkese kolaylık sağlayacaktır. Ayrıca
bu haritalar, isteyen her devletin yetkili kılacağı uzman ve
güvenilir bir heyete rasat yaptırmasına yardımcı olacaktır.
-Bu karar ve tavsiyeler, İslam Ülkeleri Dışişleri Bakanları
Konferansı Genel Sekreterliği'ne sunularak Dışişleri Bakanlarının
Rabat'ta yapılacak olan ilk toplantısında kabulü ve uygulamaya