En tartışılmaz insan hakkı yaşama hakkıdır; yaşama
hakkından maksat yarı aç yarı tok sürünmek değildir, tabîi
ihtiyaçlarını gidererek yaşamaktır. Bugün dünya üzerinde yaşayan
insanların; inançları, dünya görüşleri ne olursa olsun bütün
insanlar için böyle bir yaşama imkânını sağlamak ödevleri vardır ve
bu her şeyden önce bir insanlık ödevidir. Ödevin ihmâl edilmesi,
umursanmaması, bu yüzden milyarlarca insanın yarı aç ve ihtiyaç
içinde yaşamaya mahkûm olmaları, namus ve özgürlüklerinden feragat
etmek mecbûriyetinde kalmaları bir insanlık suçudur.
Zengin toplulukların ve fertlerin, başkalarının giderek daha da
yoksullaşmaları pahasına servetlerini arttırmaya; refah, israf ve
sefahat içinde devam etmeleri vicdanlarını sızlatmıyorsa Allah
onlardan bunun hesabını soracaktır. “Ben O'na inanmıyorum ki...”
diyenler de öte dünyadan önce burada, ya yoksullar eliyle veya
başka yollardan cezâlarını çekebileceklerini unutmasınlar.
İnsan hakları belgelerine, övünülen Batı değerlerine, ahlakı, sevgi
ve merhameti her şeyin önünde tuttuklarını iddia eden
Hristiyanlara… rağmen Batı, aşağıda rakamlarını sunacağım facianın
baş sebebi olduğu için ahlaktan, insanlıktan ve evrensel
değerlerden sınıfta kalmıştır.