Zekâtın kimlerin, hangi derecede zengin olanların verecekleri
konusu daha önce açıklanmıştı. Zekâtı belli bir zenginliğe, servet
fazlasına sahip olanlar, geliri olmayanlara veya geliri olsa bile
giderini karşılamayanlara, temel ihtiyaçlarını kendi imkânlarıyla
gideremeyenlere vereceklerdir. Zekât verecek kadar zengin olmayan,
“zekât almaya hak kazanmış yoksul" sayılmaktadır. “Allah'tan bir
farz olarak yoksullara, düşkünlere, (zekâtı toplama ve dağıtma
işinde çalışan) memurlarına, kalpleri İslâm'a ısındırılmak
istenenlere verilir; kölelerin, borçluların, Allah yolunda
olanların ve yolculukta ihtiyaç içine düşenlerin ihtiyaçları için
sarfedilir" (Tevbe: 9/60)
“Allah yolunda olanlar"dan maksat kimlerdir? Yorumcuların çoğuna
göre bunlar İslâm askerleridir; Allah'ın dînini ve müslümanları
korumak, İslâm'ı insanlara ulaştırmak için gerektiğinde
savaşanlardır. Bazı yorumcular bu kavramı geniş tutarak içine,
savaş dışındaki bir kısım çalışmaları ve hizmetleri de
sokmuşlardır. Buna göre dîne ve millete faydası dokunacak ilmin
taliplerine (öğrencilere); İslam'ın yayılması, korunması ve
yaşanması için hizmet veren, keza yoksulların ihtiyaçlarını
karşılayan hayır kurumlarına da zekât verilir.
Kölelere zekâttan pay ayırılmış olması, İslâm'ın köleliğe karşı
olduğunu, onu zaman içinde ortadan kaldırmak için tedbir aldığını
göstermektedir.