Hikmet Çetinkaya Cumhuriyet Gazetesi

Adalet mülkün temelidir...

Dışarıda yaprak kıpırdamıyor... Kan ezilmiş bir tutku ve yeraltı sularıydı paslı damgasını vuran tatsız rüzgârlara ve pencere camlarında kelebekleri ayrıştırandı... Yaz tam...

27 Haziran 2017 | 173 okunma

Dışarıda yaprak kıpırdamıyor...
Kan ezilmiş bir tutku ve yeraltı sularıydı paslı damgasını vuran tatsız rüzgârlara ve pencere camlarında kelebekleri ayrıştırandı...
Yaz tam bastırmıştı...
Uykum kaçmış...
Kareli deftere yazdığım notlar, günlerin, ayların hızla geçip gitmesi...
İki gencin, akademisyen Nuriye Gülmen’le öğretmen Semih Özakça’nın hapishane hücrelerinde süren açlık grevi.
İki genç “İşimizi istiyoruz” diye haykırıyorlardı hücrelerinde.
Ölüm oruçlarını ve açlık grevlerini iyi bilirim.
1989’da Aydın’da ölümle sonuçlanan, benim daha önce kitaplaştırdığım “Kanlı Sürgün” ve daha sonrakiler, içimde derin izler bırakmıştır.
Ölüm oruçlarının ilkine 30, ikincisine 20 yıl önce tanık oldum...
Ölüm oruçları insan bedeninde hasarlar oluşturuyor.
Önce bilinci yitiyor tutuklu ya da hükümlünün...
Sonra değişik hastalıklar yakasını bırakmıyor.
Gencecik insanlarımızı, çocuklarımızı, işkenceden geçiren, yargısız infazlarda bedenlerini delik deşik eden anlayışa karşı sessiz kalanları düşündüm dün sabah.
Bir kuzey rüzgârı hafif esinti getirdi odanın içine.
Yıldızlar uykuya daldı...
Aklım Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’daydı...
Nuriye, cezaevinden gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
Bu yıl kutlayacağımız en büyük bayram olmayacak. En güzelini, halkların adalete doyduğu yarınlarda kutlayacağız.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Aşklar ve sevinçler... 09 Eylül 2018 | 2.502 Okunma Hoşça kal hüzün... 06 Eylül 2018 | 553 Okunma Bir garip yolcu... 04 Eylül 2018 | 2.356 Okunma Sevda düşleri... 02 Eylül 2018 | 2.437 Okunma Uçarı kaçarı... 01 Eylül 2018 | 115 Okunma