Perşembe sabahı gazeteye gelince ilk
işim
Cumhuriyet İnternet Sitesi Yayın Yönetmeni
Oğuz Güven’e uğramak
oldu.
Çarşamba günü mahkeme kararıyla
31 gündür kaldığı Silivri
Cezaevi’nden tahliye edilmişti Oğuz.
Aynı gün Çağlayan Adliyesi’nde
CHP milletvekili gazeteci Enis
Berberoğlu’nun ve Erdem Gül arkadaşımızın
duruşması vardı.
Oğuz Güven’den 31 günlük tutukluluk anılarını
dinledik Orhan Erinç’le birlikte.
Enis Berberoğlu’nun 25 yıl
hapis cezası almasını, tutuklanıp Maltepe
Cezaevi’ne gönderilmesini, CHP lideri
Kemal Kılıçdaroğlu’nun
“AdaletYürüyüşü”nü...
Türkiye zor bir dönemden geçiyor...
Bir ay içinde en az üç kez
yazdım şu sözü:
“Herkes özgür olmadıkça kimse
özgür değildir özdeyişi partimizin temel
ilkelerindendir...”
Bu tümce CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun
değil, AKP’nindir...
Devamı var:
“Bu özgürlüklerin düzeyi medeni
bir toplum olmanın göstergesidir...
Bir toplumdaki en önemli güven
unsuru, toplum içinde yaşayan bireylerin kendi hak
ve özgürlüklerine saygı duyulduğuna olan
inançlarıdır.”
Toplumsal barış ve
huzurun temel koşulu nedir?
Hükümet sözcüleri şöyle diyorlardı:
“Bireylerin hak ve özgürlüklerine
saygı, demokratik bir siyasi rejimin toplum tarafından
benimsenmesinin, toplumsal barış ve huzurun temel
şartıdır.”
***
Oğuz Güven, Silivri Cezaevi’nin önünde
yaptığı açıklamada, “Yüreğimin yarısıiçeride yatan
gazeteci arkadaşlarımda kaldı, Enis Berberoğlu 25
yıl hapis cezası aldı ve ardından tutuklandı”
diyordu.
Hüzünlüydü o...
Oğuz gibi hüzünlüydüm ben de...
15 Temmuz 2016’da
FETÖ’cü darbe girişimi ve neredeyse iki yıla
yaklaşan bir süreç.
Olan gazetecilere, akademisyenlere
oluyordu.
1999 yılında bir terör
saldırısıyla yaşamını yitiren Cumhuriyet yazarı Ahmet
Taner Kışlalı’nın kızı
Dolunay Kışlalı’nın da,
İstanbul’da Sabiha Gökçen Havaalanı’nda yurtdışına çıkarken
pasaportuna el konulmuştu.
Şaşırmıştım...