Her 10 Kasım’da anımsıyoruz Mustafa Kemal
Atatürk’ü, her 10 Kasım’da yüreğimizde bir burukluk
hissediyoruz...
Yakalarımızda Atatürk rozetleri, ellerimizde
bayraklar, televizyon ekranlarında Onuncu Yıl Marşı...
Gazetelerin birinci sayfalarında Atatürk’ün
fotoğrafları...
Eski zaman saatleri, geleceğin habercisi mi bilmiyorum!..
Bildiğim şeyler ise hepimizin bunca yıl görüp yaşadıkları...
Benim ülkemde 12 Mart ve 12 Eylül
askeri darbeleri, Balyoz harekâtları hep “Atatürkçülük” adına
yapıldı; benim ülkemde kitaplar “Atatürkçülük”
adına toplatılıp yakıldı; benim ülkemde aydınlar, yazarlar,
emekçiler, öğrenciler “Atatürkçülük” adına işkenceden geçirilip
zindanlara atıldı!..
Benim ülkemde din bezirgânları, çeteler “komünizme” karşı
“Atatürkçülük” adıyla korunup kollandı; eli kanlı katiller,
“Atatürkçülük” adına faili meçhul cinayetleri işleyenler,
yargısız infazları yapanlar “Atatürkçü”ydü!..
Benim ülkemde devlet hazinesini soyanlar, hayali ihracattan köşeyi
dönenler, “siyaset-çete-polis” üçgeninde cinayet
işleyenler “Atatürkçü”ydü!..
Zamanın saati işliyordu!..
Türkiye’yi batıranlar, halkı yoksullaştıranlar
“Atatürkçü”ydü...
Şafak parmaklarımızın ucunda sökerken, yüreğimizin ateşi
alevlenirken “Atatürkçü”lerin fotoğraflarına baktım!..
*** Sabahın sisi Dolmabahçe Sarayı’nın üzerinden denize iniyor, karşı k...