Can
Dündar ve Erdem Gül
iki ayı aşkın süredir Silivri zindanında tutuklu...
473 sayfalık iddianamenin özetini önceki gün Cumhuriyet’in birinci
sayfasında okudunuz.
İddianamede suçlama çok, kanıt
yok...
Acı ama gerçek olan bu!
Üstünkörü iddianameye bir göz attım, Aydın Engin,
Murat Sabuncu ve Kemal
Göktaş’ın yazılarını okudum...
İddianamede yok yok!
Laik demokratik Cumhuriyetle
yaşıt gazeteniz, “vatan
hainlerini”, casusları alıpbeslemiş.
Birini genel yayın
yönetmeni, ötekini Ankara
temsilcisi yapmış.
Bir dönem darbecilikle suçlanmıştı
yazarlarımız. İlhan Selçuk’un
üç köşe yazısı ve kitapları Ergenekon
iddianamesinde “kanıt” olarak gösterilmişti.
İlhan Selçuk’u yazılarıyla suçlayan
savcı şimdi firarda...
İddianameyi hazırlayan savcıyı anımsadınız mı?
Efsane savcı Zekeriya Öz!
Efsane adını ben koymadım. Ülkeyi yöneten AKP iktidarının
sözcüleri, Başbakan koymuştu:
“Efsane savcı, kahraman polis!”
Efsane savcılar, yeşil
pasaportlarıyla yurtdışına
tüydüler sokak diliyle söylersem...
Kahraman polislere gelince...
Çoğu zindanda!
Can ve Erdem için
hazırlanan iddianamede terörün
tarihini ve haşhaşileri
anlatmış savcı.
Ayıptır söylemesi, 40 yılı aşkın
süredir Cemaatin, devletin olanaklarını
kullanarak devletin en duyarlı kurum ve
kuruluşlarında kadrolaştığını
yazmıştım, belgeleriyle birlikte ama kimseye
anlatamamıştım...
***
Aynı zamanda hukukçu
olan arkadaşımız Kemal Göktaş,
yazısında şu vurguyu
yapıyordu iddianameye ilişkin:
“Bu iddianame, cezalandırılması kararlaştırılmış
bir ‘düşman’ın bütün fiilerini suçkategorisine koyan, soyut
iddialarla ağır suçlamaların yöneltildiği bir hukuk
pratiğinin örneği olarak tarihteki yerini şimdiden almış
oldu.”
Aydın Engin
ise iddianameyi yazan savcının
tarihe geçeceğini söyleyip şöyle bir tümce
kuruyordu:
“Valla ben John le
Carre’den Frederick Forsyth’ye
kadar casusluk literatürünün tüm ustalarını okudum. Hiç
elde ettiği bilgileri gazetede yayımlayan casus
görmedim.
Bu edebiyat literatürüne savcının icadı olarak geçecek.
Böylece savcı da tarihe geçecek.”
Ergenekon sürecinde Zekeriya Öz tarihe geçmemiş miydi?
Önce Cumhuriyet’e atılan üç bomba, ardından İlhan
Selçuk, Erol
Manisalı veMustafa Balbay’ın
gözaltına alınması...
Balbay’ın 2011’de milletvekili seçilmesine karşın zindanda
yatması...
İlhan Selçuk’un, iddianameye konu olan yazılarından birinin başlığı
şuydu o yıllar:
“Hedef Cumhuriyet Gazetesi...”
Bugün hedefte iki ad var:
“Can Dündar ve Erdem Gül!”
İki
arkadaşımız, iddianameye göre devletin
gizli kalması gereken bilgilerini siyasal
ve askeri casusluk
amacıyla temin edip yayımlamışlar...
Ne denir buna:
“Vay anasına sayın seyirciler!”