Gün ışıdığında ağaca bakıp insanı görmek,
tüm renkleri kucaklamak, çocuklarla birlikte
dolaşmak...
Bir duygu yoğunluğu, hayata
açılan bir pencere, bir kapı, beyaz
badanalı bir oda.
İnsanın huzurlu olması, sevgiyi yüceltmesi, doğayı
sahiplenmesi...
Tarihin içinde bu sevgiyi,
huzuru, hoşgörüyü
yok etmek isteyenler yıllar boyu hiç eksik olmadı...
Kana kan intikam duyguları körüklendi;
Türkiye’de devlet gücünü arkalarına alanlar,demokrasiyi
ve özgürlükleri ortadan
kaldırmak için, elinden geleni yaptı.
Giderek kutuplaşan bir
Türkiye var bugün...
Bu
duygular, dinselliği temel
alıp kör milliyetçiliği
tetikliyor.
Türkiye 2015 yılında böyle bir
kısırdöngünün çukurunda...
İnsana tepeden inme kesin
buyruklar, evrenselliğin doğada
hayat
bulan gizeminiyakalamamızı engellediği
gibi, düşmanlık tohumlarını ekiyor toprağa...
İnsanlığın özünü ortadan
kaldırıp biçimselliği içtensiz kılmak
için, geceyle gündüzün tümlüğü, doğanın tüm
renkleri, barış, sevgi yumağı
bir kıyıya
bırakılıyor...
Ötekileştirme tümlüğün yerini alıyor, acılarımız
filizleniyor...
Milyonlarca insanın hayatı hiç
önemsenmiyor, bağnazlık almış
başını gidiyor...
***
Çocuklarımız ölsün...
Kimisi gökdelen inşaatlarının onuncu
katından asansörde
yere çakılarak,
kimileri sınır boylarında nöbet
tutarken,
kimileri Soma’da, Ermenek’te
ayak bastığımız toprağın 400
metre altında, kimileri AVM
inşaatlarındaki naylon çadırların içinde
ölüyor...
Soma’da 301
işçi toprağın altında
yatarken, 435 çocuk yetim
kalırken, şehitlerimiz, “etkisiz hale
getirilenler” toprağa verilirken.
Suruç katliamı,
tıpkı Roboski katliamı gibi unutulup
gitti...
Hep öyle oluyordu zaten...
Şu sırada hiç konuşuyor
muyuz Reyhanlı, Ulus, Madımak, Başbağlar, Güngörenkatliamlarını!
Eh, ara
sıra Gezi çığlığını
anımsıyoruz. O gençlerimizi öldürenler. Onları düşman olarak
görenler...
Merak etmeyin katillerin sağlığı yerinde...
Yargılanıyorlar işte!
Berkin’in, Ali İsmail’in, Ethem’in, Ahmet’in
ailesi ne yapıyor?
Sorular peş peşe geliyor...
Teröriste
terörist diyelim ama
Ağrı’da 16 yaşındaki
Kürt çocuklarını
terörist olarak görüp öldürenlere ne diyelim?
Kürt polis memuru 20 yaşındaki
Yakup Mete, iznini geçirmek için
geldiğiNusaybin’de şehit edildi...
Kürtçe ağıtlar okunarak toprağa verildi...
İçinize ateş düşmedi mi, yüreğiniz yanmadı mı?
Bu işin Türk’ü,
Kürt’ü yok işte,
gelin teröre terör diyelim demesine de, bir oturup konuşalım,
çözüm bulalım,
demokrasimizi geliştirelim...