Bugün Türkiye’de temel kurum ve kuruluşların
yozlaştıklarını, işlevlerini gereği gibi yerine getiremediklerini
söyleyebilirsiniz.
Güneşli ama soğuk bir günün içinde bu çıkmazdan ülkemizin nasıl
kurtulacağını düşünürken Ahmet Taner
Kışlalı’nın yıllar önce yazdığı “Çıkmazdan nasıl
çıkılır” yazısını okuyorum...
Cumhuriyet rejiminin üzerine oturduğu sacayağını
oluşturan üç temel güç nedir?
Yasama, yürütme, yargı...
Buna siz bir de eğitimi ekleyebilirsiniz...
Bir anlamda “Toplumun geleceğini hazırlama gücü” demek olan
“eğitimi”!
Yargıya güvenin sarsılması bugünün sorunu değil. Nereden bakarsanız
bakın geride kalmış bir otuz yıl var, yargıya
güvenin sarsılmasının. Sorunu “paranın” ya da
“mafyanın” çözebileceğine inanç artmış.
Özetlersek yargı geç, güç ve bazen kötü işliyor. Yargıya güven
sarsılmış.
Eğitimin birliği ve tutarlılığı yok... Hatta
farklı inançlara sahip “birbirine düşman” iki gençlik -devlet
eliyle- yetiştiriliyor.
Köy Enstitüleri yerini imam hatip okulları, halk dersliklerinin
yerini Kuran kursları almış. Özerk üniversiteler yerine YÖK,
seçilmiş “çağdaş” yöneticilerin yerine, atanmış, çoğu
“Türk-İslam Sentezci” rektör ve dekanlar
gelmiş.
Ahmet Taner Kışlalı 1992 yılında şöyle diyor bir yazısında:
“Ama tüm bunlardan daha ‘elim’ ve daha ‘vahim’ olanı, yasama ve
yürütmeyi birlikte içeren ‘siyasal güç’...