Yağma, talan senin
işin...
Vurgun, soygun...
Salt kendi çıkarını korursun, bu yalan dünyada
çalıp çırparsın...
Ormanları, dağları, vadileri, ovaları yok eden
sen...
Yargı kararlarını çiğneyen sen...
Sen, siyanürlü altın, gümüş
üretirsin, Bergama’nın Koza
Yaylası’nda çamfıstığı ağaçlarını hızarla kökünden
kesersin.
Bunlar her dönemin adamlarıdır, bir bakıma
rüzgârgülleri.
Kendi çıkarını düşünür, bu yüzden doğayı
katleder.
O güzelim koyları, bükleri talan
ediyorlar otuz yıldır. Gidin Ege ve
Akdeniz’e göreceksiniz.
Manyas Kuş Cenneti’nde kuş
türlerinin ne kadar azaldığına tanık olacaksınız.
Bergama, Tunceli Ovacık, Eşme
Kışladağ, Erzincan İliç, Turgutlu Çaldağı,
İzmir Efemçukuru, Artvin Cerattepe,
Manisa Sart, Balıkesir
Balya-Kadıköy, Giresun Bulancak...
560 yeni maden bölgesi...
Aydın ve
Muğla’da arıcılık
ölüyor...
Neden ki?
Çevre kirliliği yüzünden...
Bu ülkede ruhsatı kapan siyanürlü altın, gümüş
üretmeye başlar...
Bazıları koylara, denizlere el
koyar...
Siyanürle yapılan madencilik büyük tehlike.
Kütahya Gümüşköy’de yaşandı;
siyanür havuzu çöktü.
Doğanın dengesini bozan projelere karşı yurdun
dört bir yanında çevreciler tepki veriyor.
Siyasetçiler bu tepkileri duymuyor ya da duymak
istemiyor.
Artvin’den
Akkuyu’ya; Çanakkale’den
Hasankeyf’e; Köyceğiz’den
Muğla’ya çığlıklar yükseliyor, “Yapılan
projeler doğanın dengesini bozuyor...”
***