Aşağıda okuyacağınız yazının başlığı “Öyküler”dir. 17
Haziran 1999 yılında “Politika Günlüğü” köşesinde
çıkmıştır.
Fethullah Gülen’i yakından tanımanız, bugünleri değerlendirmeniz
için 17 yıl önce yayımlanan yazımı aynen koyuyorum. Çünkü 30 yıl
önce yazdığım yazıların bir özetidir..
***
Fethullah Gülen, yine gündemde...
Bugün yıllar önce yazdıklarımızdan ‘bir demet’ sunup
Fethullah Gülen ‘öyküleri’aktarmak istiyoruz...
Birinci öykü:
1995 yılı Haziran ve Temmuz
aylarında Kara Harp Okulu’nda
başlatılan ‘şeriatçı
operasyonu’ dışarıya sızdırılmıştı. Kimi Kara Harp
Okulu öğrencilerinin birdenbire‘ekonomik
olarak’ güçlenmelerinin yöneticilerin dikkatini
çekmesiyle başlayan soruşturma sonunda, olayın
arkasında aynı tarikat şeyhinin
olduğu anlaşıldı. Kara Harp Okulu Disiplin Kurulu,
200 öğrencinin tarikat şeyhiyle ilişkilerinin olduğunu saptadıktan
sonra Aydın Altınayar, Turhan Yılkıcı, Yücel Yalçın,
Bülent Daşkın’la birlikte 9 öğrencinin okulla ilişkilerini
kesti...
Eh, kıyamet bundan sonra koptu...
Başbakan Tansu Çiller hemen devreye
girdi. Tarikat şeyhiyle ilişki içinde olan öğrencilerin Kara Harp
Okulu’ndan atılmamasını istedi. Biz 4 Kasım
1995 günlü Cumhuriyet’te bu köşeden
sormuştuk:
“Acaba Kara Harp Okulu’nda olup bitenler karşısında
Tansu Hanım kiminle konuştu?”
O günden bugüne yanıt alamadık...
Çünkü DYP Genel Başkanı ve Başbakan Tansu Hanım, tarikat
şeyhiyle ‘sıkı pazarlık’ halindeydi.
Tansu Hanım, tarikat şeyhinin ve müritlerinin baskısıyla DYP Genel
Başkan Yardımcısı (örgütten sorumlu) Rıfat
Serdaroğlu’nu görevden almış, partisini, laik demokratik
Türkiye Cumhuriyeti’ni dinamitlemek isteyen güçlere teslim etme
eğilimine girmişti.
Hoca Efendi, DYP’yi kuşatmak ve özlemini
duyduğu ‘devlet düzeni’ni kurmak hayalini
gerçekleştirmek istiyordu.