Bazen düş kırıklığı,
bazen umut arayışı, hayatın sayfaları, yakın
tarihe doğru uzanan bir yolculuk...
Tüm tarih, tüm
toprak, tüm hayat...
Kanla sulanan bir coğrafya, yanı başımızda cihat çağrıları, kelle
avcıları...
IŞİD
militanları Palmira’da, 25 Suriye
askerini 12-13
yaşındaki çocuklaraöldürttü...
Fotoğrafta Suriyeli askerler amfiteatr’da yan yana sıralanıp diz
çökmüşler. Her birinin başında elleri silahlı birer
çocuk.
Acılı toprakların altında binlerce yıllık tarih ve kültür yatıyor
oysa!
İnsanlar ölüyor, çocuklar...
Hayatın ve tarihin sayfaları böyle bir şey...
Kirli siyasetle, kurulacak hükümetle pek
ilgilenmek istemiyorum bugün.
Davutoğlu şunu
demiş, Bahçeli’ye Kılıçdaroğlu yanıt
vermiş, hiç umrumda değil...
Her daim kanla yıkanan bu topraklarda ölümlere alıştık biz.
Tüm güzelliklerimizi yitirdik, dayanışmayı,
sevgiyi, barışı, umudu unutup
gittik.
Ben bunları düşünürken, ülkü ocakları “fırsat bu
fırsat” deyip ellerinde yerli malı
sopalar, ayaklarında Çin malı spor
ayakkabılarla İstanbul Beyazıt’ta toplanıp
Sultanahmet’e doğru “Çinli turist
avı”na çıkmış.
Sözüm ona Doğu Türkistan’daki Müslümanlara destek vermek
için!..
Koreli turistleri, Çinli sanıp önce “tekbir
getirip” ardında “Allahuekber” diyerek
taarruza geçmiş.
Eh bu arada bir Çin lokantasının Uygur Türklerinden olan aşçısı bir
hayli sopa yemiş...