Tarih “tarihi” günlerle birlikte, bir toplumun hayatını anlatır,
dünyayı, ulusların geleceğini...
Zamanın eşiğinde bir var oluşu!
Tarih hiçbir zaman kör değildir, o ülkenin “talihi”ni yazmaz...
Tarih kendi çocuklarının kanı üzerinde hayatın temelini hiç
oluşturmaz; yaşamın ölümcüllüğünü, kanla sulanan toprakları, bir
ağacın dallarındaki yaprakları anlatmaz tarih.
Sakın ola ki tarihle kara talihi karıştırmayın, içinden
çıkılmaz...
Tüm tarih, tüm insanlık, tüm hayat kanla beslendiğinde acılar
yumağı oluşur; ahtapota benzeyen emperyalizmin kolları, halkları
birbirine kırdırır.
***
Tüm toprakların kanla sulandığı, daha da sulanacağı bir dönemden
geçerken, birbirimizi yemekten gözlerimizin önünde olup bitenleri,
Ortadoğu coğrafyasını göremiyoruz.
Alın yazısına inanan bir toplum yarattık yeni baştan...
Kin, nefret, intikam tohumları ektik; 100 yıl önceyi ve bugünü
tarihsel, siyasal, sosyal, kültürel, ekonomik bir bakış açısıyla
irdelemeyi bir kenara bırakıp, kendi düşüncelerimizi dayattık bizim
gibi düşünmeyenlere.
Hiçbir zaman şu kaçak göçmenlerin Akdeniz ve Ege Denizi’nde o köhne
teknelerdeki kaçış öyküsünü anlatamadık, emperyalizmin yoksul
halkları nasıl kırdırdığını anlatamadık.