Bir mavi akşamın içinde, karalanmış bir sessizliğin ilk saatleri
içindeyiz... Bir televizyon ekranında çocukları görüyorum. Kimi
kâğıt mendil satıyor kimi su...
Muhabir soruyor:
“23 Nisan kimin bayramı?”
Bir kız çocuğu yanıt veriyor:
“Çocukların...”
Aralarında Suriyeli çocuklar da var...
Dışarıda inceden yağmur yağıyor...
Douglos Dunn’un “Ben sende yaşıyorum, sen bende yaşıyorsun” dediği
geceyi yakalamaya çalışıyorum...
Umut ve mücadele...
Çocuklar...
Masmavi bir akşam, saatler ilerledikçe laciverde dönüşüyor.
Düşsel bir yolculuğa çıkıyorum.
Bahçede bırakıp gittiğin salıncak ya da en sevdiğin kitabın saatin
yanı başında duruyor.
Gece kâbuslarla çınlıyor...
Birbirine bitişik evlerde çocuklar ağlıyor, kendi horlamasında
çürüyüp giden bir adam eski sevdalarla avunuyor.
Birileri sessiz adımlarla kapıları kontrol ediyor, ayak sesleri
insanlara dönüşüyor, o anda umut ve mücadele beni başka iklimlere
doğru götürüyor...
Lemnos Kralı Thoas’ın sesi midir yoksa karanlığın içinde
yükselen?
Niçin gereğince tapınmamışlardır Lemnos Adası’nın kadınları Tanrıça
Afrodit’e?
Cezalandırılmış kadınların erkek egemen toplumda inatçı bir baş
kaldırısıdır...
Bir mavi akşamın içinden lacivert gökyüzü fışkırırken bir yıldız
kayıyor suların üzerine doğru.
Özgürlüğe açılan bir pencere.
Hüzün ve düşünce ırmağı yine iç içe...
***
Belki yeryüzündeki son piyano çalıyor...
Paris’te Eyfel Kulesi ışıl ışıl...
Fransa’da 11 adaylı cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda
siyasette merkez, ekonomide neoliberal çizgideki eski ekonomi
bakanı Macron sandıktan birinci olarak çıkarken, ikinciliği aşırı
sağcı parti lideri Marine Le Pen kazanıyor, merkez sol ve merkez
sol partiler oyun dışı kalıyor.