Tarihe not düşmek için - 42
Hürriyet gazetesi, Tempo dergisinin kapak
yaptığı “Silahlı Kuran Kursu” haberine “İşte
Sarıklı Kamp” başlığıyla tam sayfa
ayırmış...
Fotoğraflara baktım...
Bir pazar günü piknik yapan
“Kuran kursu öğrencileri”ni anımsatıyordu
fotoğraflar...
Piknik tüpleri, plastik su bidonları,
çaydanlıklar çimenlerin üzerindeydi...
Yaşları 15-18 arasındaki
takkeli ve sarıklı gençlerin elinde bir iki pompalı
tüfek vardı...
Bana kalırsa burası bir kamp yeri değildi.
Ancak fotoğraflar ve haber, “tarikatların hâlâ görev
başında” olduklarını kanıtlıyordu...
Sabah “şeriatçı gazetelere” bir göz
attım...
Birinci sayfalarını “başörtülü
kızlara” ayırmışlardı. Onlara göre başörtülü kızların
maruz kaldığı zulüm toplumu çıldırtıyordu. Kamuoyu
toplumsal barışımızı bozan yasakçı zihniyetin artık son bulmasını
istiyordu...
Bir başka dinci gazete, polisi askere karşı
kışkırtma yöntemini sürdürüyor ve şöyle diyordu:
“Batı Çalışma Grubu polisi de
fişliyor...”
Şeriatçı basın tam gaz gidiyordu. ..
Nurcuların “malum gazetesi” ise
Elmalı Erkek Öğrenci Yurdu’nun el
ilanlarını ekiyle birlikte dağıtıyordu...
Yurt, İstanbul Kartal’daydı...
Konforlu yatakhaneler, okullara servis olanağı
bu yurttaydı. Üstelik yurt Kartal Anadolu İmam Hatip Lisesi’ne ve
Köy Hizmetleri Anadolu Lisesi’ne 5 dakika
uzaklıktaydı...
Tempo dergisini okuyunca nedense aklıma
“Nur Kampları” geldi...
1970’li yıllarda bu kampları
kuran kişi Fethullah Gülen değil miydi?
1990’lı yıllarda Nurcular bakanlardan, valilerden
destek alarak kamu kuruluşlarını kiralayıp buraları “Nur
kampları”na dönüştürmemişler miydi?
Oyun kuralına göre oynanıyordu; tarikat
şeyhleri 1998 Türkiyesi’nde “türban
eşittir din” propagandasıyla siyasetteki
egemenliklerini sürdürmek istiyorlardı...
Korkut Özal’lar,
Aydın Menderes’ler,
Mehmet Keçeci’ler kısaca ANAP,
DYP, FP, MHP, BBP ne yazık ki DSP lideri Bülent
Ecevit de “türban eşittir din” sloganını, bir
tarikat şeyhini koruyup kollayarak destekliyordu...
***
8 Ağustos 1975...
Tam 23 yıl önce Ege’de dağlara
kamplar kurulmuştu...
O yıllarda “Nur kampları”na
girmiştim...
Dedim ya Tempo’daki haberi okuyunca,
Nur kamplarını anımsadım...
Kaz Dağı’ndaki kampta bir çocukla konuşmuş, ne
yapmak istediğini öğrenmiştim...
-Adın ne senin?
Kara gözleri oynuyor. Hiç yabancılık çekmiyor.
Bizi kamp yöneticilerinden sanmış olacak ki yanıtladı
hemen:
- Ali Acar...
- Nerelisin?
- Antalya’nın Serik ilçesinden.
- Okula gittin mi hiç?
- Gittim... Beşi bitirdim.
- Başka okula?
- Kuran
okudum...
- Burada dinleniyorsunuz değil
mi?
Birlikte yürüyoruz küçük Ali Acar’la. Zeytin
dolu kasaların bir kısmı yolun ortasında. Araç tekrar gelip
yükleyecek.
Ali’nin elinde bir kitap var. Nurculukla ilgili
Said-i Nursi’nin bir kitabı.
Kendi savunmasıyla ilgili bir kitap bu...
- Neler yapıyorsunuz
kampta?
- Kitap okuyoruz... İlim
öğreniyoruz...
- Aferin sana...
- İlim öğrenip...
Sustu. Kara gözleriyle bakındı sağa
sola.
-Sonra... dedim. İlim
öğrendikten sonra n’apacaksınız?
Beyaz gömleğinin yakası kirliydi.
- Kâfirleri öldüreceğiz...
- Kim bu kâfirler?
- Namaz kılmayanlar, açık saçık giyinenler.
Onlar kâfir hep. Hepsi kâfir. Camileri kapatacaklar. Müslümanları
öldürecekler. Ama biz ilim öğrenince soracağız
hepsine...
- Demek kampta bunları
öğreniyorsunuz?
- Evet...
***
Başta Kanal-7 olmak üzere
şeriatçı televizyonlar, radyolar, gazeteler üç-beş kız militanı öne
çıkarıp birkaç avukatı yanlarına alarak ortalığı birbirine
katıyorlar...
Bu eylemlerin arkasında kimler var?
Tarikatlar ve Fazilet Partisi...
İkinci cumhuriyetçiler, takkeli ve takkesiz
liboşlar da bu eylemin destekçileri...
İstanbul Üniversitesi’nde binlerce öğrenci
okuyor, eylem yapanların sayısı ise 50- 60’ı geçmiyor...
Bakın bir tarikat şeyhi yakın çevresine ne
diyor:
“Türban yasağı bizim karşımıza
gelen en büyük nimettir. Anadolu halkını yanımıza
çekmede daha iyi fırsat bulamayız...”
Ardından ekliyor tarikat şeyhi:
“Hatta bu konuda akıtılacak bir
damla Müslüman kanı bize binlerce mümin ve zaman
kazandıracaktır...”
Oyun kuralına göre oynanıyor...
Ne yazık ki ANASOL-D iktidarı da bu eylemlere
çanak tutuyor!..