Bombalı tuzaklar, şehit cenazeleri...
PKK ve IŞİD
terörünün egemen olduğu bir coğrafyada insanların
yaşadıkları acılar.
Terör kıskacı Türkiye’yi
ilan edilmemiş bir savaşın
kollarına attı.
Böyle bir ortamda yapılması gereken bir çaba oldu mu?
Olmadı!
Terör acımasızca can alırken şehit
cenazeleri kalkarken, Türk ve Kürt
gençleriölürken yapılması gereken, siyasetçilerin
sağduyulu olması, çabalarını “hükümet kurmak” için
harcamasıydı.
7 Haziran’da halk kararını vermişti
zaten:
“AKP’nin tek başına iktidar kurmasını değil, ortak
hükümet kurulmasını istiyoruz!”
Bugün gelinen sürece bakın...
Türkiye’nin geleceği için siyasal çaba bir kıyıya
itilmiş, sıkıyönetim dönemlerindekullanılan
bir yetki, anayasaya aykırı bir biçimde
valiler tarafından kullanılmaya başlanmış.
Bunlar olurken, MHP lideri bir adım daha
atıp “iç savaş tetiklenebilir” savıyla sıkıyönetim
çağrısı yapıyor.
Bahçeli bir erken seçim de
istemiyor...
Nedeni şu:
“Erken seçim iç savaşı kışkırtabilir!”
MHP lideri böyle bir savı ortaya atarken Ak Saray
muhtarları toplamış, aydınlara,
yazarlara yükleniyor...
Aydınların, yazarların suçu neymiş dersiniz!
Teröristleri etkisiz hale getiren güvenlik güçlerine
saldırıyorlarmış, kalemlerinden
mürekkep değil
kan damlıyormuş...
Güvenlik güçlerine saldıran aydınların ve yazarların
dili alçaklık çukurunun dibiymiş!
***