Tarihe not düşmek için - 19
Bu işin sonu nereye varacak? Mustafa
Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kanlarıyla, canlarıyla
kurduğu laik demokratik cumhuriyet; sarıklı, cüppeli, sakallı, kara
çarşaflı yobazlara mı ya da Said-i Nursi
öğretisinin “kapitalist önderi” tarikat şeyhine mi teslim
edilecek?
Tarikat şeyhi, uzun süreli bir yürüyüşün içindedir ve ABD güdümlü
yeni bir “siyasal İslam ideolojisi”nin Türkiye’ye
yerleşmesi için çalışmaktadır. İsrail’in de desteğini alan Said-i
Nursi öğretisinin “kapitalist önderi”, iki kişinin
ölümünde ağlamamak için “dilini ısırdığını” bir televizyon
kanalında açıklamıştır:
“Ben Kasım Gülek ve
Alparslan Türkeş’ten en
etkilenen adamdım...”
Şeriatın Türkiye’yi kuşatıp kuşatmadığını tartıştığımız şu günlerde
“devlet adamına yakışmayacak” bir tavır içinde
olan Necmettin Erbakan’ın
REFAH’ına karşı bir koz olarak ortaya çıkanları tarikat şeyhi,
“çok tirajlı medya patronları”nın kimi köşe yazarlarının
da kurtarıcısı konumundadır...
Said-i Nursi öğretisinin “kapitalist önderi”, tarikat
şeyhi her ne kadar “Ben fakirim, emekli maaşımla
geçiniyorum” dese bile trilyonlarla oynamaktadır. Orta Asya
Türk cumhuriyetlerinde ekonomik olarak örgütlenmesi,
ABD ve İsrail’le olan sıkı
ilişkileri tarikat şeyhinin “siyasi İslam projesi”
içindedir...
Amacı çok açıktır, İslamı hem siyasal hem de ekonomik araç olarak
gören tarikat şeyhinin: “Türk İslam sentezini oluşturan,
ancak İran, Suudi
Arabistan’dan farklı bir şeriat devletini
kurmak...”
Bu nasıl gerçekleşecektir, zaman ayarı nedir?
İlk aşamada devlet içinde örgütlenmek, özellikle Türk Silahlı
Kuvvetleri’nde ve güvenlik güçlerinin belli kademelerinde
kadrolaşmak...
Milli Eğitim’de ve yargıda “önemli mesafe alan”
tarikat şeyhi, medyayı da yanına almış, Necmettin Erbakan’a karşı
çıkarak “laik kesim”in bir bölümüne de hoşgörüyle
yaklaşmıştır...
Tarikat şeyhi ekonomik olarak çok güçlüdür ve şeriatçı basın
Hocaefendi’ye karşı koyamamaktadır. Ne Akit, ne Şafak ne de Milli
Gazete tarikat şeyhinin ABD’deki Moon tarikatıyla
bağlantısını, İsrail’le ilişkilerini yazabilmektedir. Hatta Kanal
7, masonların üzerine giderken Hocaefendi’nin kimi
mason işadamları ve sanayicilerle
olan “ticari çıkarlarını” görmezlikten
gelmektedirler...
Hocaefendi’nin çok sevdiği Kasım Gülek hem ABD’deki Moon
tarikatının Türkiye temsilcisi hem de mason değil miydi?
***
Tarikat şeyhinin kimi sözleri, amacını
ortaya koymaktadır...
Örneğin şöyle der:
“Devleti değiştirmek isteyenlere dedik ki: Alternatif
devletiniz var mı? Devlet istikrarsızlık yaşayacaksa
alternatifi hazırlamadan devleti yıkmayın...”
Laik demokratik cumhuriyet nasıl yıkılır?
Karşı kadroları hazırlayarak...
Bu kadroları hazırlamak için de eğitime ağırlık vereceksiniz...
Türk Silahlı Kuvvetleri’nde örgütlenmek, Said-i Nursi öğretisinin
“kapitalist önderi”nin birincil görevi olmuştur
öteden beri...
Dikkat edin, tarikat şeyhi bugün Türk Silahlı Kuvvetleri için şöyle
konuşur:
“Ordumuz demokrasinin güvencesidir...”
Halkımızın belleği zayıf...
Bir buçuk iki yıl önce kendisine yakın üç beş gazeteciye şöyle
diyordu “kapitalist önder”:
“Bazı duyumlar aldım, askerler darbe
yapacak...”
O tarihte Orgeneral Ahmet Çörekçi’nin Hava
Kuvvetleri Komutanlığı’na atanması gündemdeydi ve tarikat şeyhi bu
durumdan sıkıntı duyuyordu....
Sıkıntı nereden kaynaklanıyordu?
Orgeneral Çörekçi’nin Atatürkçü, yurtsever kimliğinden...
Yani Hocaefendi, aklınca Ahmet Çörekçi’nin Hava Kuvvetleri
Komutanlığı’na getirilmesini engellemek istiyordu...
Ona göre Orgeneral Çörekçi, darbeciydi...
***
Refah Partililer ve şeriatçı medya, Said-i
Nursi öğretisinin “kapilatist önderi”ne karşı
çıkamıyorlar...
Aslında “kapitalist önderin” foyalarını ortaya dökseler,
hocanın “amacının ne olduğunu” açıklasalar,
Türkiye’de siyasi gündem birden değişecek...
Bu toplumda kapitalist önderin hışmına uğrayan, onun gerçek
kimliğini çok iyi bilen o denli insan var ki!
Hem hocanın gücü ne?