Kemalizm çağdaşlıktır. Kemalizm devrimcilik ve
halkçılıktır...
Bugün Cumhuriyet’in kuruluşunun doksan dördüncü yıldönümü...
Milliyetçilik ilkesi Türk-İslam sentezi yalanıyla
ırkçılaştırılıp yobazlık ve
ümmetçilik doğrultusuna saptırılıp Kemalizmin
temel ilkelerinden biri olan demokrasi yozlaştırıldı...
Kemalizm bir aydınlanmanın devrimidir...
Kemalizm; gerici-faşist siyasi iktidarlar, askeri
darbelerle “baskıcı bir rejim”e dönüştürülmüş, tarikatlar bu süre
içinde gelişmiş, devlet tarafından korunup kollanmışlardır...
Bugün Türkiye’de Kemalizmi “baskıcılık ve yasakçılık” olarak gören
bir siyasal iktidar vardır...
Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçekleştirdiği
“Kemalist Devrim”, İslam toplumu olan Türkiye’de üstyapı değişimi
değil, tümüyle altyapı değişimidir...
Türkiye’de “ümmet” toplumundan “ulus” bilincine
geçişi Kemalist devrimin ilk ayağı oluşturmuştur.
Edirne’den Ardahan’a dek Köy
Enstitüleri’nin açılmasının kaynağı ise
Marksist düşüncedir...
Yıllar sonra Türkiye’ye baktığımızda “Milli Görüş
Gömleği”ni hâlâ sırtlarından çıkarmayan, Kemalizmi içine
sindiremeyen, “ümmetçilik” yaparak laik devlet yapısını tarikatlara
teslim eden bir düşüncenin egemen olduğunu görüyoruz...
Kuran kursları, sıkmabaş, imam hatip liseleri...
Artık Kemalizmin halkçılık ve devrimcilik ilkeleri bir kenara
itildi...
***