Yazı günüme denk gelmediği için mevzuya biraz geç girmiş oldum ama yazmasaydım olmazdı…
Anıtkabir'in bahçesinde kaydıraklı salıncaklı mini bir oyun parkı kurmuşlar… Aslında hiç de fena görünmüyordu… Salıncaktan kaydıraktan kim rahatsız olur ki zaten?...
Ama bazı Kemalist abiler ablalar bu işe çok bozuldular… 'Vay efendim saygısızlıktır' diye karşı çıktılar... 'Vatana ihanettir' diyenler bile oldu…
Sosyal medyada “Anıtkabirde park istemiyoruz” sloganıyla kampanya başlattılar… (Bunların çoğu, hani şu Gezi olaylarında 'Parkıma dokunma' diye sokaklara dökülen çapulcu tayfasından…)
Lakin yazarlar arasında tam bir mutabakat sağlanamadı… Karşı olanlar var, 'bırakın kalsın' diyenler var...
Mesela, 'Anıtkabir'e okey salonu açın da, gençler de gelsin' diyen bi'don kafalının salıncak ve kaydırak düşmanlığını anlayamadık…
Anıtkabir'in bahçesinde salıncak, kaydırak…
E iyi ya.., Çocukların ayağı alışsın!.. Büyüyünce bol bol 'Ata'ya şikayete giderler…
Hem sen değil misin, “her şey çocuklukta, gençlikte başlar” diyen… Gençlere “bira için” tavsiyesinde bulunan...
Hatta gençlerle sohbet ederken (Abbas Güçlü'nün 'Genç Bakış' programında); 'Tayyip Erdoğan gençliğinde bir bira içseydi, bugün Türkiye çok daha iyi bir durumdaydı” diyen sen değil misin?...
Bu durumda “Anıtkabir'de gençler için okey salonu” olmasa bile, en azından bir birahane procesini desteklemen gerekmiyor mu?!... (Türkiye'nin geleceği için yani!..)
Öyle ya, bira içir, çağdaş aydın gençlik yetişsin... Anıtkabir'deki salıncakta sallansınlar cumhuriyet çocukları sevinsin!..
Çocuk oyun parkını savunan emekli Kemalist de var üstelik...