Sevginin
resmini çizerdik, güvenin, insan olmanın, hayatın...
Güleç yüzlü çocuklar, kadınlar, gençler, erkekler.
Bilinmeyen kentlere yolculuğa
çıkar, Balzac’tan Madame de
Berny’ye mektupları okurken düşler
kurardık yarınlar için.
Gözlerimizde umut
rüzgârları vardı...
Serin eylül akşamlarında bir deniz kıyısında dolaşır, yıldızlarla
konuşur, özgürlüğün türküsünü
söylerdik.
Mavileri aradık sonraki yıllarda...
Mavilerin ve hayatın ne olduğunu zindanlarda
gördük.
Darbeci başlarının Fethullah Gülen’le nasıl
iş tuttuğunu.
O yıllar mavi gömlek giydikleri için “hain komünist” diye
alıp götürülen gençleri tanıdık.
Şimdilerde 60’lı yaşlara koşar adım yürüyorlar.
Geldik bugünlere...
Açık bir savaş var şimdi. Bir yılgınlık ve korku egemen
toplumda.
Cemaatin beli kırıldı Türkiye’de. Dışarıda eski gücü sürüyor,
korunup kollanıyor.
Peki, Türkiye’de cemaatin yerini kim
alacak!
Yarınlara umutla yürüyecek?
Türkiye bir felaketin kıyısından geri
döndü, FETÖ’cü darbe girişimi oldu,
insanlarımız öldü kurşunla, tank paletlerinin altına
yatarak.
İslamcı hareketten beslenen FETÖ
ağı, himmet, zimmet, sahtekârlık, ikiyüzlülük,
devleti ele geçirme planları.
60’lı yılların sonuna doğru bir yapılanmadan söz
ediyorum...
Dünyada 170
ülkeyi kapsayıp, milyarlarca
doları sadece demokrasiyi çökertip
devleti ele geçirmek için harcamaya
başlamışlar.
Zeki, çalışkan yoksul ailelerin çocukları binlerce abi, abla, imam
ordusuyla örümcek ağını gözlerimizin içine baka baka
genişletmişler.
***
Serin bir eylül sabahında Umberto Saba’nın
yumuşak hüzünlü sesini duyar gibi
oluyorum...
Gözleriyle konuşan bir çocuk karşımda duruyor.
Bir zalim yalnızlık...
Acımasızlık...
Yaşanan bir darbe girişimine karşı emekçi halkımın
direnişi... Ölümler...
Sessizlik ezgilerle bozuluyor, hayatlar altüst oluyor.
Şair dostum Metin Demirtaş’ı anımsıyorum, o
yemyeşil vadinin lacivert sularla buluştuğu saatlerde.
Metin, yaşıyor olsaydı 15/16 Temmuz’u nasıl
anlatırdı bize!
Bir sevdalanan ilk günlerde gökte
uçuşan bulutlara bakardı önce. Bir
Akdeniz sabahının perdesini aralardı yaşamın
direnciyle.
Derdi ki:
“Neredeyse bir ülkenin generallerinin yarısı tutuklanmış. Gazi
Meclis, Polis Özel Harekât bombalanmış. ”
Yüreğindeki acıyı, hüznü anlatmayı sürdürürdü Metin
Demirtaş:
“Bu FETÖ’cü şebekeyi 40
yıldır tüm iktidarlar, neredeyse tüm
partiler Hizmet Hareketi olarak
görmüş. Bir cahil imamın peşine on binlerce insan
takılmış. Himmet adı altında milyarlarca lira para
toplanmış.
Boşuna açmamış bu okulları, boşuna kurmamış bankayı, holdingleri.
”
Türkiye büyük bir deprem geçirdi... Emekçi halkımız darbeye karşı
çıktı hayatı pahasına...