15 Temmuz gecesini anımsadıkça, içim
kararıyor, umutlarım darmadağın oluyor...
Uçurumun kıyısından dönen bir toplum, kendi halkının üzerine
tankları süren, insanlarımızın üzerine mermi yağdıran asker giysili
gözü dönmüş darbeciler.
Katliamı
durduran, tankların önüne
yatan, kurşun yağmuru altında yiğitçe direnen
insanlarımız...
Etnik kimlikleri, inançları, mezhepleri ne olursa olsun laik
demokratik Cumhuriyete yürekten bağlı kahramanlardı.
Fethullahçı darbe girişimi bir katliamdı...
Kazanan
taraf demokrasiye inananlar oldu.
İki yüzden fazla şehit, yüzlerce yaralı...
Şehit düşenler, yaralananlar demokrasi
kahramanlarımızdır, onların önünde bir kez daha saygıyla
eğiliyorum.
Darbe girişimine
karşı ölümü göze
alanlar, kahramanca direnen halkımız bir destan daha
yazdı.
Partili partisiz, genç yaşlı...
Dindarlar da vardı aralarında emeğin örgütlü
gücüne inanan emekçiler de.
Biliyordu onlar darbelerin, darbelerle gelen faşist diktatörlerin
neler yaptıklarını.
Kimileri kitaplardan okumuş, babalarından,
annelerinden, dedelerinden dinlemiş, yaşı 50’nin üzerinde
olanlar 12
Eylül’ün işkencelerinden geçmiş,
zindanlarda yatmıştı.
Darbeler kıyımdı...
Darbeciler demokrasi ve özgürlük düşmanıydı...
Türkiye kaç kanlı darbeye tanıklık etti, yaşadı, gördü...
Militarizmin genlerinde olan darbeci ruh
FETÖ’nün boğazına takılıp kaldı.
***
Fethullah Gülen ve
yandaşlarının 1971’den beri “devleti
ele geçirmek için” sinsice örgütlendiğini, o yıllardan
bugünlere dek siyasal iktidarların
desteğinde, devletin tüm
olanaklarından yararlanarak en duyarlı kurum
ve kuruluşlarda kadrolaştıklarını çok
yazıp çizdim ama kimseyi bunlara inandıramadım.
15 Temmuz’da, halkın, medyanın, polisin, askerin karşı koyuşuyla
Fethullahçı darbe girişimi durduruldu...
Bir katliam atlatıldı...