Demokrasi Yunancadan geliyor. Demos “halk” ve
cratein de “yönetmek” demek.
Biraz daha açarak söylersek, demokrasi bir
toplumda halkın, yani hiçbir ayrım gözetmeden yurttaşlar
topluluğunun, siyasal iktidarın elinde tuttuğu ya da denetlediği
bir siyasal örgütlenmiş biçimi oluyor.
Prof. Dr. Server Tanilli, “Nasıl Bir Demokrasi
İstiyoruz?” adlı kitabında “demokrasi”yi şöyle tanımlıyor:
“Batılı toplumlarda 19. yüzyılın son otuz yılı ile 20. yüzyıl
başlarındadır ki, gitgide büyüyen halk kitleleri, kurumların
işleyişine gerçekten katılmaya başlar ve bunun bir sonucu olarak,
zengin sınıfların siyasal yaşam üzerinde kurdukları tekel son
bulur. Halkın sahneye çıkışı da birbirine bağlı iki olgunun, genel
oy ve kitle partilerinin doğuşunun ürünleridirler; özellikle kitle
partileri, artık yurttaşların gerçek özlemlerinin dikkate
alınmasına zorlayacaktır siyasal toplumu.”
Gerçekten burjuvazinin 18. yüzyılda ve
19. yüzyılın başlarında kurduğu
siyasal sistem, bir temel
çelişmeye dayanıyordu...
Bu sistemin ilkesi halk egemenliği, asıl özlemi de insanlar
arasında hukuksal eşitlikti Prof.
Dr. Tanilli’ye göre.
Ne varki sistem, halkı siyasal sorunların çözülmesinden uzak tutma
biçiminde anlaşıyordu ve oy
hakkının kullanılmasında yurttaşlar arasında
ayrımcılığa gidiyordu.
Böylece bir yandan yurttaşlara kendilerine ait olması gereken
iktidarı suna...