Gerçeği aramak, özgürlüğün
sesi olmak Cumhuriyet’in kılcal
damarlarında vardır...
Gerçeği arayışın hangi mekanizmalar aracılığıyla hayata
geçirileceği, ülkenin tarihsel koşullarıyla ilgili olduğu kadar
toplumsal istemlerle ve bu istemlerin siyasi iradeyi
zorlayıcılığıyla da yakından ilgilidir...
Cumhuriyet, bu düşünceyle yola çıkıp üç haftadır çarşamba günleri
verdiği Akademi ekini yayımlama kararı
almıştır.
Ekin başında bir bilim insanı olan Özgür
Gökmen bulunuyor...
Bugün Akademi ekinden ve kimi bilim insanlarının yazdığı yazılardan
söz edeceğim.
Tarihsel gerçeklerin
sayfalarında, gerçekleri, yaşananları, bir
çırpıda kapının önüne konan bilim
insanlarını, Şili, El
Salvador, Peru gibi ülkelerden örnekleri
sıralayacağım...
Hakların evrenselliğinden yola çıkıp, özgürlüğün sesini,
düşüncelere kelepçe vurulamayacağını
somut verilerle aktarmaya çalışacağım.
Hülya Dinçer’in üçüncü sayıda yazdığı geçmişle
yüzleşmeyi, hakikat hakkını, Arjantinde
askeri cuntanın yıkılışının ardından 1983’te
kurulan “Kayıplar Hakkında Ulusal Komisyon”,
Şili’de Pinochet rejimi suçlarını
araştırmak için 1990 yılında kurulan
“Ulusal Hakikat ve Uzlaşma
Komisyonu”, Salvador’da kurulan aynı amaçlı
komisyonlara uzanacağım.
***
Elbet yerim sınırlı...
Güney Amerika’daki tüm ülkeler, anayasal hakların
nasıl askıya alındığını, baskıcı rejimlerde neler olup bittiğini
dibine değin yaşadılar.
Şöyle bir soru aklınıza gelebilir bu arada:
“İnsanlığı nasıl bir gelecek bekliyor?”
Geçmişin öyküsünü bilsek de soruya hemen yanıt veremeyiz; ama
dünyamızın karşı karşıya bulunduğu sorunların
dökümünü yapmak elimizde.
Onlara bakarak ufkumuz
aydınlanabilir; özgürlüğün sesi, soluğu
olabiliriz.
Çağdaş uygarlığın temelini oluşturan
laikliğin Batı’daki
ve Türkiye’deki gelişim sürecini
derinlemesine inceleyen, temel hak ve
özgürlükler kavramını irdeleyen yazılar bulacaksınız zaman zaman
Akademi ekinde.