Hayatın kapısı aralandığında karşınıza beş yıl öncesi çıkıyor
ansızın...
Davaya açılan sürecin başladığını bir sabah
televizyonları açıp, sabah haberlerini izlediğimiz saatlerde
öğreniyoruz...
10 Ağustos 2010...
Ergenekon, Balyoz ve benzeri davaların
tıpkısı...
Bir e-posta geliyor İzmir Emniyet Müdürlüğü’ne iddiaya
göre...
Gönderilen
adres ABD Maryland...
Muhbirin haleizmirhale@ hotmail.com adresinden
gönderdiği ihbara göre, İzmir’de üniversite
öğrencisi kızlar aldatılarak, üst düzey
bürokratlara, varsıl kişilere fuhuş amacıyla satılıyor.
Kızlar Alsancak ve Bostanlı’daki kafelerde oluyor...
Bizim havuz ve cemaat medyası ayakta...
Denizci amiraller, subaylar, astsubaylar
kendilerini “Askeri Casusluk ve
Fuhuş”davasının içinde buluyorlar.
300 kişi gözaltına alındı operasyonlarda,
2012 yılında 57 asker
tutuklandı.
Şimdi o operasyonu yapanlar, sahte kanıt
üretenler gözaltına alındı...
Askeri itibarsızlaştırmak isteyen bir oyundu ve iktidarda AKP
vardı.
Gözaltına alanlar polislerdi, yargılayanlar savcılar,
yargıçlar...
Dava sürecinde, örgüt şemasında adları yazılan kişilerin
birbirlerini bile
tanımadığı,dinlemelerin usulsüz, yasa
dışı yapıldığı mağdur
askerlerin avukatları tarafından öne sürüldü.
Kimse dinlemiyordu, önemsemiyordu, halkımız askere
yönelik “olumsuz algı”numarasına kanıyordu.
Şimdi bir soru:
“Cemaatin yatacak yeri yok tamam da birlikte yürüyen
iktidarın yatacak yeri var mı?”